"İyi ve kötü silindi gitti bir gün ansızın. Artık kimin, neyi, nasıl yaptığı hiç önemli değildi."


Baksana güzel insan, her şey bittiğinde ne hissedeceksin, söyler misin? Karanlık yoksa aydınlık neye yarar, dedik hep bir ağızdan ve tüm değerlerimizi sıfırladık sanki hiç var olmamış gibi. Mesela sen son derece değersiz olduğun için sömürülmeye uygun görülmüşsen var oluşunun önemi nerededir bilge insan? Sırf birileri, öylesine vakit geçsin diye seni dünyaya getirdiğine göre ne kadar değerli olabilirsin, değil mi? Dur, hemen kızma, değerlisindir elbette. Var olmuşsun işte, yap bir şeyler ve güçlü olmaya bak. Yapabilirsin değil mi?


Bazen birilerine kötü diyoruz ya; artık iyi ve kötü diye bir şey yok desem ne hâle düşersin? Belki hiç olmamıştır ahlâk ve de adalet diye bir şey yoktur. Birilerinin sana çeşitli haklar verdiğini sanıyorsun. Mesela yaşaman gerek senin fakat sürekli ölüyorsun. Yasayı koyanlar ve idareyi elinde tutanlar için senin bir meyveden farkın nedir? Toprağa ekilmiş ve zamanı gelince birileri tarafından mideye indirilmek üzere yetiştirilen bir meyve değil misin? Dur, hemen kızma, güçlüsün ve değerlisin elbette. Sen de sömürebilirsin. Buna yeteneğin var ve kötü diye bir şey yoksa eğer sen de iyi bir yaşam sürebilirsin, değil mi?


Sinir bozucu hırsların var. Çok çalışıp mükemmel bir insan olmuşsun. Ancak zamansız öfkelerinin neleri berbat ettiğini göremiyorsun. Elinde her şey var fakat aynı zamanda hiçbir şeyin yok. Güzel bir hayat istiyorsun ve hep keyifli olasın, değil mi? Fakat dediğim gibi aslında kötü veya iyi yoktu. Yalnızca birilerinin keyfine dokundun ve onlar da seni yok etmeye çalıştı. Yani sen iyisin diye diğerleri de iyi olacak değil ya... 


Şimdi acınacak hâlde gezinirken mutlu olup olmamak kimin elindedir sence? Her şey keyif kaçıran cinsten ama yine de minik sevgilerimiz bizi bu denli yaşamda tutmaya yetiyorsa tüm bu zalimliklere ne denir? Tüm kötülükleri bir anda delip geçmeye az da olsa gücümüz yetiyorsa nihayetinde kazanan kim olur? Düşünüp duruyorum sahip olduğumuz en temel şey nedir diye. Küçük bir çocukken sevdiğim kişinin adını minik kağıtlara yazıp saklardım sanki onu sevdiğimi sürekli hatırlamalıymışım gibi. Şimdi kendime de soruyorum: yaptığın her şeyin önemi nedir?


Her defasında aynı yere çıkıyor sonuç. En temelde sahip olduğumuz ne varsa sevmekten veya sevmemekten. Eğer birileri seni sevmiyorsa o elindeki son model arabanın anahtarı neye yarar? Ama yine de sevgi karın doyurmuyor dedik hep bir ağızdan. Otuz ikinci katında sımsıcak evinin; sence ne faydası var tek başınalığına? Yalnızlığına çare olacak şey o hiç ağzından düşürmediğin itibarın mı yoksa? 


Baksana güzel insan, her şey sona erdiğinde ne hissedeceksin söyler misin? Dünya acılarla dolu ve sen son derece önemsizsin. Yaşamın anlamsız ve hiçbir yerde bulamıyorsun aradığın şeyi. Yine de sevebiliriz dedik hep bir ağızdan ve geride kalan her şey silinip gitti bir anda.


Karamsar veya iyimser değiliz. Her şey sonsuza dek iyi olabilir mi? Yahut sen birkaç kötülük yaptın diye diğerleri de kötü olacak değil ya... Düşünmek gereksiz ve yaşamak da öyle. Fakat bundan kaçınmak da imkansız, değil mi?


Boş yere düşün ve boş yere düşünme. İkisini de yap ve pişman ol. Boş yere yaşa ve boş yere öl, dediysek buna hiç inanma. Öyleyse yine hep bir ağızdan dedik ki; hiçbir şeyin önemi yok ve bazı şeylerin önemi var. Her şeye rağmen sevebiliriz dedik ve geride kalan her şey silinip gitti bir anda.