Domenico (meczup) kendini ateşe vermeden önce onu izleyenlere yönelip tüm insanlığa sesleniyor:
"Siz sağlıklı olanlar!
Sağlığınız ne anlama gelir?
İnsanoğlunun bütün gözleri, içine daldığımız çukura bakıyor.
Özgürlük faydasızdır eğer gözlerimizin içine bakmaya, yemeye, içmeye ve bizimle yatmaya cesaretiniz yoksa!
Dünyayı yıkıntının eşiğine getirenler sözüm ona sağlıklı olanlardır.
İnsanoğlu dinle senin içinde su, ateş ve sonra kül ve külün içinde kemikler
Kemikler ve küller...
...
İşte yeni antlaşmam:
Geceleri güneşli olmalı ve ağustosta karlı
Büyük şeyler sona erer, küçük şeyler baki kalır.
Toplum böylesine parçalanmaktansa yeniden bir araya gelmeli
Sadece doğaya bak ve hayatın ne kadar basit olduğunu göreceksin.
Bir zamanlar olduğumuz yere dönmeliyiz yanlış döndüğümüz noktaya
Hayatın ana temellerine geri dönmeliyiz suları kirletmeden..."
Ve en son sabrının ve umudunun bittiği anda
"Deli bir adam size kendinizden utanmanızı söylüyorsa ne biçim bir dünya burası?" diyor ve kendini yakmaya başlıyor meczubun sözlerindeki sitemin verdiği o derin hissin yanında onu yanarken izleyen topluluğun izleyicide bıraktığı karmaşık duygular bir anda izleyiciyi prangalarından özgür bir halde düşünmeye sevk ediyor. Her sahnesinde farklı perspektifler sunan şiir gibi bir film.