Her şeyin olduğu gibi olduğu açıdan.

Sıfıra yakın.

Yargısız.


Kendi oyuncağımı oynatırken,

canlıların nesneleriyle oynadığı yerde.


Çok sabaha uykusuz uyudum zorla,

sabahı görmeyelim diye.

Bu alışılmış kaçıştı.


Bize sevemediğimiz birkaç şey ver onunla savaşalım.

Beğenmediğimiz şeyleri söyle onları anlayayım,

diye diye anladık “biz”i.

Şüpheyle yoğur, tanışıklıkla doğrul derken.

Doğdu gün, açtı güneş.


Sıkıldık buradan gidelim yeniye.

Yeni döngüye, coğrafyaya, konuma.

Oradan bakalım.

Orada akalım diye diye,

doğdu gün,

açtı güneş.


Uyanalım.

Yineleyelim illüzyonu.

Yeni bir bakışla bakalım aşka, sevgiye, çıplaklığa.

Yeni bir yıkıma yapalım yapıyı.

Bilerek, isteyerek.

Birlikte.


Daha mesnetli artık adımlar.

Görünmez olandan görünür olana.

Heyecanla başlayıp, sakinlikle devam eden bu sahilik.

Yaradılışın tırıs adımları.


Her kim görünse ufukta,

hep aynı yansımayla ışıyor aynadan.

Bu bir lütuf.


Birçok kişi konuşuyor, sıra sıra.

Bunların hepsi bendim, hepsi ben oluyorum bunlara.


Birçok kişiyi gördüm.

Eleştirmeden gördüm. Yadsımadan gördüm.

-Ben asla…’ demeden.


Gördüm ıstırabı, gördüm abartıyı, gördüm dilenmeyi.

Açlığı, sefaleti.

Refahı ve bolluğu.

Dengeyi gördüm.


Asaleti yalnızken. Yalnızken kızgınlığı.

Kabında duran duru öfkeyi.

Patlamayı gördüm.


Yollara serptim, adımlara taktım izahı olmayan sevgiyi.

İz bıraktım ardıma, ardımdakilere aşkı, elimden geleni.


Uyandım, uyandım.

Uyandım ilk düşündüğümü düşündüm.

Bugünü, bugünün sürüsünü, güdeceğimi.

İşi, oluşu, olacağı.


Olanı gördüm.


Durdum.


Durdum duruşu.

Çağırılanlarla yürüdüm isteyerek.

İsteyerek geldim.


İsteyerek geldik,

semadan düşene, denize.

Bağlantıya.


Rüzgarlara bindik, kuşlara, oluşlara.

Oluşları gördük.


Anneyi,

Allah’ı.



11 04 2022