Buluştuğumuz bu çayır çimen, ah bu küçük sonsuzluk... Dönüp durduğumuz. Fakat bu aşk, bu sevda, ermedi sona. Ve hiç doğmamış sanki, ölümden habersiz, uzun bir ırmak gibi. Sadece yatağını ve ağzını değiştiren...