Nuri, bana inanmıyor kimse,

Öyle bir devir ki,

Yalan söylemesen de yalancısın;

Dürüstlüğü kullanmak inanmayacaklarını bile bile,

Mübah değil de dostum, nedir?


Küstahlara bak, bir de sanıyorlar ki,

Zayıflık olarak gördükleri, anlattıklarımı kullanabilecekler.

Bilmiyorlar; yeterince darbe yersen aynı yerden,

Ellerini ha yumruk yapıp çalmış, ha ceplerine sokmuşlar.


Oğuz Atay eserinde güzel dememiş mi Nuri?

"Bir Umut Sarıkaya var Albayım,

Hepimiz aynı insanız ve o kadar çoğuz ki".

Hepimiz insandık; birbirimizi kendimizden tanıyorduk,

Tüm bencilliklerimizi aşabilmeliydik,

Umutsuz vakaydık, dahi umudun ta kendisi.


Dilemma nedir Nuri? Tdk bir şeyler diyor,

Ama ben senden duymak istiyorum.

İkilem diyor mesela bir yerde,

Ben de diyorum ki aşkın eş anlamlısı.

Aşkı da meşkle karıştırıyor ya bu millet,

Hadi hayırlısı.


Tekrar tekrar kendini tekrar etmek nasıl be Nuri,

Rutin diyorlarmış.

Koşu bandında koşmak gibi geliyor bana,

Yerinde sayarken kalori yakmak gibi.

Yaşadığını sanarken aynı işe her gün giderek,

Her gün yat, kalk, giyin, işe git, eve gel,

Zombilerden farkımız neydi?

Ha sen diyorsun "Onlar beyin yiyor abi",

Peki işte, evde, sokakta, her ne ise;

Biz ne yapıyoruz Nuri?


Okey oynar gibi bir yaşam işte Nuri,

Kimi okeye dönüyor, kimi taş bekliyor.

Herkesin amacı bir düzen tutmak,

Ve onu masadakilerin göreceği şekilde yere vurmak.


Kimse görmeden yapalım ne yapıyorsak abim,

Bizim vurmakla, dövmekle, sövmekle işimiz yok.

Topla sofrayı da kalkalım; yarın iş var,

Şafak sökerken uyursak, saki bize söver.