Geniş bir bahçeyi düşün, türlü çiçeklerle bezeli. Her biri farklı kokular saçar, renkleri gökkuşağını andırır. Ancak zamanla, bahçeye yabani otlar doluşur. Bu otlar, rengârenk çiçeklerin köklerine doğru uzanarak onları boğar. Görünürde bahçe hâlâ yemyeşil, fakat artık otların hükmü altındadır. Gerçek güzellikler, derinlere saklanmış, adeta gölgede kalmıştır.


Şimdi insanlar, bu yabani otları çiçek sanarak bahçeye hayran kalırlar. Gösterişli, parlak, ama içi boş. Kültürü yalnızca bir süs gibi giyen, sohbeti sadece beğenilme arzusuyla yapanlar, bu otlara benzer. Oysa gerçek çiçekler hâlâ oradadır; sadece onları görecek gözler azalmıştır.