Bedenim mental düğmeleri o gün sıyırdı.
O gün gördüm sanrılarımın ardında gizlediğin yüzünü
Pınarlarım kuruydu, evrendi mütemadiyen ağıt yakan.
O gündü, ağlayıcı kadınlar ağıtlarının yasını tutuyordu.
Göğüs kafesimin parçalandığı o gün, dünya dönmüyordu.
Zaman mefhumunu yitirmişti,
İhtilaller devam etmekte, savaşlar dur durak bilmeden ilerlemekteydi.
Zihnimde biriktirdiğim anılar o gün yağmalandı.
O gün bizi sanrılarım yağmaladı.
Ben o gün anladım kadınların çığırtkanlığını.
O atlı o günde kuşandı kılıcını
O günde sıkıldı mevhum işkencecinin kurşunu.
Harp alanında atını kaybeden süvari
O gün orada solukladı ızdırabı.
O gün de bağırmıştı çelişkiler sessizliğini
Düğümler o günde savsaklamıştı tutunduğu halatı.
İlk kez o günde dökmüştü çam ağacı yapraklarını.
O günde soludu karanfil, katran grisi dumanı.
O gün soludum kızıl toprağı; ben öyle bir güne boğdum gözlerimin maviliğini.
Kokunun yeli kum zerrelerini aşındırdığı o gün, atlı yeminine sesleniyordu.
Ben o günde fısıldadım kimsesizliğimi
Son kez o gün işlendi etime duyularım
O günde söküldü perdeler, ben o gün gördüm boşalan avuçlarımı
Kainat öyle bir günde bıraktı ellerimi,
İşte o gün yitirdim birimimi.
Bermal Kabamaklı
2021-03-06T16:46:34+03:00Teşekkürler 🌸
Fatih Aydın
2021-03-06T13:25:12+03:00Kaleminize sağlık:)
Bermal Kabamaklı
2021-03-06T09:14:28+03:00Ben de :) teşekkür ederim :)
Jean Valjean
2021-03-05T23:17:27+03:00Ne güzel bir üslup. Tanıştığıma memnun oldum. :) Devamını da bekliyor olacağım.