Hepimiz belirli idealleri, fikirleri taşımak amacıyla dünyaya getiriliriz. Doğar doğmaz aslında pek çok şey yüklenir sırtımıza. Güçlü bir Yahudi olmak ya da tanrıtanımaz bir bilim insanı, öncü bir Nazizmin savunucusu ya da örnek bir Müslüman… Büyüdüğümüzde bizden istenilenin, içinde olmamız gereken kalıpların dışına çıkılması düşünülmezdir. Yahudi bir ailenin çocuğu istenileni yapmak yerine Müslüman olduysa eğer, bu kabul edilemezdir ailesi tarafından; Müslümanlar içinse kurtuluşa ermiş olarak görülür. Bir matematikçi olman için çizildiyse çizgilerin ve sen kalkıp sporcu olmak istediğini söylersen seni çemberin dışına atarlar. Reddedilmek işte bu kadar kolaydır. Peki nedir o zaman insanı kendine özgü yapan o ateş, kıvılcım?


O insan olmamak, sana çizilen çizgilerin ve kalıpların içine sığmamandır. İnsanların çok büyük kısmı hayatlarının sonunu o çizgiler içinde geçirir. İsyan olarak görürler çizgileri geçmeyi, ihanet zannederler. Cesaret edemezler. Eğer isyan edersen ve başarısız olursan yaptığına darbe derler ama eğer başarılı olursan yaptığın şey devrim olur. Zorunda mıdır insanlar başkalarının ona giydirmeye çalıştıklarını giymeye? Zorunda mıdır başkalarının ağzıyla konuşmaya, başkalarının mürekkepleriyle yazmaya çizmeye? İnsan kendini harekete geçirmez midir de bir başkası onu sürükleyip dursun?


Aslında hiçbirimiz o insan değiliz. Ailenin olmanı istediği kişi değilsin. Öğretmenlerinin koyduğu hedefler seninkiler değil. Başkasının gözleriyle bakıyorsun etrafa. Herkesin izlediklerini izliyor, onların yediklerini yiyorsun. Konuştuğun kelimeler bile sana ait değil. Sana ait olanlar, söylememiş olduklarındır. Ve sense onları yüreğine gömüp durmuşsun. Bize ait olan ne o zaman? Bugün ölsek şöyle birkaçımız mesela, ne derlerdi arkamızdan? "Vaktiyle biri vardı, o da herkes oldu."


O kadar sıradan ki her şey. Tüm bu basitliğin içinde nefes almaya çalışan bir avuç insanız. Bizse durmuş birbirimizi kılıçtan geçiriyoruz saçma sapan ayrımlarla. Düşünebiliyorsa insan, herkes olmamayı başarabilmişse eğer her şeyden çok saygı duyulması gerekir.


O insan olmamak, o kadar da kolay değil.

Önümde uzun bir yol var.

Tabii o yolu ben seçmişsem.