Dilin lal olur tutarsın

İçine atarsın bütün sesini

Diyarında itilirsin yalnızlığa, istenmez kalırsın

Her şey yağmur dinene fırtına geçene kadardır 

Aşk, her şeydir ve hiçbir şey değildir 

Mecnunla damarlarında akan kan da aynıdır, aynı zayıflık 

*

Ruhuna iyi gelen paramparça edermiş seni

Heyecandan yerinde duramayan kalbin sonrasında göğüs kafesini parçalarmış 

İnanırmışsın yine yeniden hiç inanmadığın kadar

Ve yanılırmışsın ateşin yakacağını bile bile yanmam diye savunurken kendini 

*

Kimse bilmez nasıl, nerede olduğunu 

Boğulursun tekrar tekrar dirilip upuzun günlerde, şafaktan gün batımına kadar 

Geceleri dönüp duran gölgelerle savaşırsın

Uyandığında çok geç, ağzında bir zifir tadı

Sol kaburgan zedeli…