Ben onu gördüm.

Bir akşam, hava yağmurlu

Soyutluktan arınmış bir masa başında

Önünde şarap kadehi, gözlerinde çizilmiş boşluk

Elinde varolmayan bir kaygı,

İki parmağının arasına yerleştirmişti

Yaşamı.


Ben onu gördüm

Rüzgâr inceden tenini okşuyordu

Yağmur damlaları kasketler örüyordu ipek saçlarına

Adımları hızlıydı, bir yere yetişiyordu

Zaman adımlarının altından kayıp gidiyordu

Günler kayıp gidiyordu


Ben onu gördüm

Dans ediyordu ve güzeldi

Bir kuğuydu belki de ölmeye can atan

Belki de sanatçısının elinden henüz çıkan bir heykel.

Yaşamak ölümlerin en seçilmişiydi onun için

Ruhundaki melodileri yitirmişti

Cennetin derinliklerindeki ulvi müziğe yol alıyordu


Yolu gördüm

Uzundu

Güzeldi

Ben onu gördüm

Yoldaydı

Fakat

Yoldan güzeldi.


Onu görünce anlamıştım:

Onu görmek, insan gözünün yapacağı en güzel iş-ti.