Şekilsiz aynalar boşluğu
Alay edip durur şu zincirlenmiş zamansızlığımla.
Kırık bir kum saatinin uçuşan tozları
Şehre çöken sis bulutları gibi sarmış
Dört duvar arasındaki kör aydınlığımı.
Solumda bilekten bir uyuşukluk hissizleştirmiş sanki kanatlarımı.
Kalır yanım da küsmüş işte, yeşertmeyi beceremediğim yarınlarıma.
E! Ne yapayım? Tanrı bütün ithal tohumlarını tam üstüme yağdırmış
Ne eksem umut diye çürüyüveriyor birden bire.
Pekâlâ! Verimsiz çabalarımdan vazgeçiyorum öyleyse.
Oblomovka ‘dan bir oda kiraladım,
Hayalet trenden de tek gidişlik bir bilet.
Geleneksel ruhlar göçü ilk dolunayla birlikte yola koyulacaklar
Ve ben o gün gelmeden ölmeliymişim.
Fakat dayanılmaz oldu ardı arkası kesilmeyen cevapsız sorulara
Öylesine tekrar edip duran ezberci günlerimin çemberinde nasıl denk geleceğim o gerçek ana?
Tanrılardan birisi bana sadece bir kereliğine yardım etsin.
Lütfen acilen birisi söylediklerime kulak versin.
Artık her şey bu beden için vakit kaybı.
Tren geldiğinde hazır olmalıyım.
Oblomovka sakinleri sabırsız ilk defa
Hayır! Veda etmeyeceğim yaşayan hiç kimseye…
Buna vaktim yok.
Tanrılar! Duyuyor musunuz beni?
Şimdi yalnızca ölme vakti.
12.01.2023
SAHİ
Rabia YAZKAN