Paylaşmak istediğim sözler birikti
Şarkılar var bir de
Bir bakış görme isteği
Başımı dayama isteği bir omza
Birikti hep
Bir ses kulağımda hala
Duyma isteğim de bir sürü oldu
Yürümek evet
Onların da hepsi burada
Dudaklarım kaşınıyorsa evet
Onun da yükü ağır
Kıpır kıpır bir şey
Tam göğsümde
Neler neler biriktirdi
Her şey birikmekte
Borç hanesinde
Gizem Bayram
2024-07-15T22:03:46+03:00Eh, fark etmeden ulaşmak için başlattığın bir mücadele, iz bırakırken kendi denizinde tüm bu soyutsal gerçekliğin içinde değil midir zaten? Hep bunlar için bir bestekar, bir zanaatkar, bir söz sanatçısı olmak istersin. Okudukların, izlediklerin, içine biriktirdiğin her şeyi farklı gözlerle görürsün, dönüşürsün. İçin doldukça taşar neye yöneleceğini bilmezsin. İstediğin yer ve topraklar için mücadeleyse edilir tabi, her şeye de değer de, ulaşamıyorsan, bilmiyorsan nerede diye yollarda kuruyup gidersin işte. Zaman akar gider de, satırların ardı kalır hep. Susarsan içteki sustu sanılır, sen yaşarsın, uğraşırsın, uğraşırsın da, çıkmaz yol bulamazsan, aldığın yaşlarla nereye kadar gittiği bilinmez sonlanır öyle ömür de, kalır içindekiler de. Eksik gidersin öyle. Kabullenmem gereken bu mudur benim de? Her mücadele yer edinmede başarılı mıdır? Nedir ki başarı? Ben cevabını vermiştim kendi içimde. İhtiyacım var konuşmaya biriyle, sormam gerekenler de. Belki o zaman bulurum yerimi ben de
Varg Nayhan
2024-07-15T20:11:23+03:00Evet, amansızca yüzeysel bir tüketim ile her şeyden kaçma çabası kısa vade içindir ve bir kaçıştır. Dolayısıyla inşa ettiğini san ve yık mantığıyla çalışır. Fakat soyutsal manada tüm bunlardan sıyrılıp gerçekten bir şey inşa edildiği takdirde bu en başta bizim ölümsüzlüğümüzün, sonsuzluğumuzun anahtarı olacaktır. Bunu belirlemek tamamen ruhumuzda saklıdır bence. Bir kitap yazarsın, milyonların kalbinde yeni yeni ağaçların köklerinin oluşumuna sebep olur. kalplerine dokunur, bir şarkı bestelersin bir ağaç daha, bir güzel söz söylersin bir ağacın dalına, bir güzel tebessüm bir küçük yaprağa, bir devlet bir ideoloji oluşturursun Atam gibi ölümsüz kalırsın milyonlarca insanın dünya üzerinde hayatındaki her ânına dek. Ve tüm bunlar koca bir çınara dönüşür kökleri dik ve sağlam. İşte tüm bunlar bence hayatın yegâne güzelliği, emeli, elzemi, her şeyi! Bizimde tüm bunların içinde ruhumuzda verdiğimiz mücadele neticesinde kendi yerimizi elde edip, bulacağız, bulmalıyız.
Gizem Bayram
2024-07-15T19:20:35+03:00Derler, bir kılıf uydurulmuştur zamanın akışına uyum gösterenlere. Hep olmalıdır bir düzenleri, akıl oyalanmalıdır hep yüzeysellikle. Tüketir olmuşuzdur her şeyi sırasıyla, önümüze geldikçe. Güzellik algılarımız güncellikle. Her an çıkan yeni modellerle, fantazilerle. Hep bir heyecan, bir kıvılcım, bir fon fark etme ihtiyacı -gökyüzü gibi- hissetmeliyiz değil mi? Öyle değil işte. Evet, beklersin, koşarsın dener durursun. İçinde yaşayan bir can için ne yapabilirsen onu yaparsın o an. İşte neyi sonsuzluğa alabiliriz, nasıl yankı uyandırabiliriz belirleyebilsek keşke
Varg Nayhan
2024-07-15T16:09:10+03:00Gönül çelen ızdıraplar, beklemeyi de öğretir koşmayı da.. Bazen olduğun yerde kalmayı koşmak sanarsın bazen ise etrafında dönmeyi uçmak. Çok da sonsuzmuşuz gibi bir de beklemeyi mi öğretecek mücadele bize? Bilemiyorum. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur derler; belki de tüm mesele bu baş kaldırı esnasında sarf ettiğimiz mücadelenin kendisidir. Ne beklemek, ne koşmak, ne yürümek, ne durmak, ne de hissetmek.. Belki tüm mesele kalıcılık da sonsuzluktadır.
Gizem Bayram
2024-07-12T18:41:51+03:00Mücadele eğer her şey uğruna rüzgara bırakmaksa kendini, içindeyken beklemek de bir eylemdir. Zamanın hızlı akışına karşı bir başkaldırı, değişmeyeni gösterendir. Yolculuklar çok şey vaat eder evet, ama eksiktir. Belki koşulur yakınına da ruh duyamaz, ruhu duymaz. Gönül ister, ki o hep ister zaten karşılarda, duran adam gibi eylemlere bürünsün ama ürkektir. Bahsedilen bu değil farkındayım ama istiyor işte ve kaçılmıyor. Rüzgardan bahsediyorsak, bir bağlılığı, bağlanmayı taşımıyorsa, anlamını, amacını yitirmişse savrulup gidilen bir çember özgürlük değil ancak kafes içerir. Vefaysa eğer kelimenin taşıdığı anlamıyla sevgide bağlılık, vedalar esenlik taşımayacak ve eylemini gerçekleştiremeyecektir.
Varg Nayhan
2024-07-12T17:03:34+03:00O halde bu gücü toplayıp, kabullenerek 'her şey' uğruna açılacak rüzgarın yönüyle mücadeleye girilmeli.. Ha elbette bu da belki 'kazanmak' uğruna değildir bilakis; mücadelede olmak içindir. Zira bilirsiniz ne varsa, bu mücadelenin, ızdırabın içinde bu yolculukta saklıdır. Özgürlük bazen amansızca dönülen bi' dairenin içindedir. Selam bir vedayı vefayla içinde barındıranlara.
Gizem Bayram
2024-07-11T18:59:32+03:00Ya yarım kalan her şey, tamamlanmaya doğru dönüyorsa yönünü? Güçlü bir rüzgarla sürüklüyorsa ve karşı koyamıyorsan ve koymak da istemiyorsan? Ya 'her şey' daha da alevlendiyse ve anlamı da tekrar bağlanmayı şart koşuyorsa? Hikayelerde anlatıldı. Bir taraf azaltırsa, diğer taraftır bu ateşi harlayan. Anlatılmamış olsa da yaşatıyor, yaşatmak uğruna çoğalıyor. Bu ses sadece benim olamaz, eğer duyulursa. Özgürlük çağrısı var etrafta. Dokunduysa eğer iki kalp de birbirine, eskisi gibi kalamaz. Bu yüzden tek bir yöne dikeceğim gözümü, güneşe de değil.
Varg Nayhan
2024-07-11T14:54:39+03:00o borçları silmelisin ve yeni sayfayla önüne bakmalısın bu ızdarıplı incilerle, yoksa pek de bi' anlamı kalmaz her şeyin.