"Kim bilir nerede olacağız?" dediğimiz zamandayız. "Kim bilir nerede ne yapıyor olacağız?" dediğimiz zamanda...

Biraz sisli ve serin bir günde güneşin ve bulutların soğuk beyazlığı gözlerimizi alırken dalıyorum uzaklara. İş arkadaşlarım zorla koparıyorlar gözlerimi ufuklardan. Yalnızlığımdan hatıralara kaçıyorum da kalabalıklardan rahat yok. Kalabalıklara da tenhalara da hazırım dostlarım olduktan sonra ama ne çare.


Dünya çok büyük. Her birimiz bir uçtayız. Dünya çok kalabalık ama her birimiz çok yalnızız. Susmuyor insanlar kendimi dinlemek istediğim anlarda. Konuşmuyor insanlar bir cevap ya da bir teselli aradığım anlarda.


Şimdi şu bulutlara, şu karlı tepelere, güneşin odanın içine çubuk çubuk giren sarı tozlu aydınlığına dostlarımla baksaydık. Popüler dıptıslı müzikleri dursaydı ofis arkadaşlarımın. Şu sobanın çıtırtısında ben sazımı çalsaydım dostlarım söyleseydiler. "Ah!" deseydik birlikte geçmişe ve geleceğe bakıp ve bir sigara yakıp. Kim bilir nerede olacağız dediğimiz bu zamanda "Kim bilir nerede olacağız?" diyerek başka hayaller kursaydık.