Hakaretlerin boyutu her zaman yer değiştirir. Hakaretlere karşı kendini korumaya çalışan çocuk korku perdesini önüne çeker ve bu bir tepkidir. Ben hakaretlere karşı hep öfkeyle tepki verdim. Her seferinde üzülmekten çok öfkeli bir duruş sergiledim. Sergilemiş olduğum bu duruşun ilerde beni sert ve ters bir kız yapacağını bilmeden tabii ki. İnsan öfkeli bir duruş sergilemeye başlayıp bunu devamlı yaptıkça bu ruhuna, kalbine yapışan bir maske oluyor ve her kendisini korumak istediğinde savunma mekanizması olarak bu öfkeyi ortaya çıkarıyor. Öfke kişinin kendisini daha iyi koruyabilmesini sağlıyor. Öfke kalkanı oluyor. Öfke kontrol sorunu olan insanlar, bilmeden öfkeyi savunma mekanizması olarak kullanırlar. Aldıkları tepkilere, karşıdan gelen uyaranlara karşın sert ve dinamik bir duruştur bu onlar için. Görünürde kendilerinin neden bu kadar aksi olduklarını anlayamazlar. Kendilerini korumaya çalıştıklatının farkında olmadan bunu yapmaya devam ederler. Bu da onlar için gereken bir tepki olarak görünebilir. Kendilerini öfkenin altında güçlü bir o kadar da yorgun hissederler.
Öfke özgüven değildir, güçtür. O an kırıcı sözler söylemek daha da sert daha da baskın hissedilmesini sağlar. Annesine ya da babasına tepki vermekte zorlanan çocuklar başkaları tarafından hakarete uğradıkları zaman çok ciddi öfke patlamaları, kırıcı söz saldırılarında bulunabilir. Bu da gösterir ki, anne baba çocuğun doğru gelişiminde bozukluğa sebep oluyor. Bu da ileride bir çeşit kişilik bozukluğu hastalığına dönüşmesine zemin hazırlayabilir. Benim de, borderline kişilik bozukluğu hastası olmam tamamen çocukluğumdan itibaren gelişimime yanlış anlamda ket vurulmasından ve bu ket vurulma durumunun devamlı olmasından ötürü kaynaklanıyor.