Ağır aksak gerçekleşecek herşey. Mutlu olacaksın, hiç tatmadığın zevklerin arasında kaybolacak. İnsan olmanın şefkine varacaksın. Seveceksin, ölesiye.

Sevileceksin, avuçlarından taşacak duyguların. Bir takım dostluklar edinecek, bir takım hülyalara dalacaksın. İdeallerinin, benliğini sardığını hissedecek, içlerinde kendini bulduğunu düşüneceksin. Ben diyeceksin, bunun için varım.

Gençsin ya çünkü, güzelsin.

Umutların var , yarın sımsıkı sarılıyor sana ve timsah maskesini gizleyerek, tutuyor kollarından.

Sonra bir gün gelecek, buraya neden ve nereden geldiğini unutucağın bir gün.

Yol seni darlayacak, bir bakacaksın ki büyüdüm sandığın şeyler, seni küçültmüş, pireye çevirmiş.

Alışacaksın.

Dünyada olmanın anlamını kavrayacaksın.

Sıra tartılmaya gelecek, büyük ideallerini hesaba çekecek ve aslında içlerinde hiç olmadığını, hiç anlayamadığını, senin düşüncen değil, yükün olduğunu göreceksin.

Atacaksın, sırtından.

Yalnızca kendinin hamalı olacaksın.

Hülyaların, ah o gençlik düşlerin, avuçlarından taşan duyguların, birer birer kaybolacak, hissettiğin herşeyin yabancısı olacaksın.

Sonra ,

Ters düşeceksin kendinle.

Bağırıp çağıracak, içerinde kopan fırtınayı dindirmek için kendini parça pinçik edeceksin.

Yine de dindiremeyeceksin, ulaşamayacaksın.

Sen , hülyalarının ardından giderken, kendini bir kuytuda unutansın.

Kaybedensin sana ait olanı, sen olanı yitirensin. 

Dayanamayacak, başkalarına soracaksın, hiç tanımadığın, hiç bilmediğin ellerden, İnsanlardan medet umucaksın.

Yanına varan ise , terkedilmiş sokak köpeği olacak.

Yaşamak bu ya , yitirmek ya kimliğini , sahip çıkmak dururken kendine , uzak tutmak ya , nefret etmek, terazinin ağır tarafında kendin hariç herseyin bulunması ya , delilik binevi ya da sarhoşluk.

Kavrayacaksın.

Kavrayacak ve kendinin ellerinden tutup onu sana götüreceksin.

Ama nafile , sen çoktan büyümüş, bambaşka dünyalarda kaybolmuş olacaksın. Bıraktığın benliğin ise sana yabancı kalacak .

Küçük bir çocuğu sever gibi Seveceksin onu , gözlerine bakacak, kim olduğunu hatırlayacaksın.

Fakat çok zaman kaybettin dostum, çok inat ettin. Kendin sana her koştuğunda, reddettin onu , en sağlam zamanında yıktın, permeperişen bakakaldı ardından.

Şimdi düşün, yaşlı haline aynada bakarak, kendinin sana yalvarışlarını, sana her tutunmaya çalıştığında onu itişlerini düşün.

Azabın, kendinde kalsın, kendinde büyüsün ve toprak seni yutuncaya dek, sakla onu.

Seninle olmasa da senindir artık.