Çok yaklaşmıştım be abiler,

Böyle saniyelerle, dakikalarla ne bileyim

Yağmur damlalarıyla yerin yakınlığı kadar yaklaşmıştım.

Yağmur yağmıştı, gök yarılmıştı sanki

Nasıl ama daha gün ortasında kararmıştı her yer

Göz gözü görmüyor desem abartmış olmam hani

Göz gözü görmüyordu ama abiler

Göz gözü görmüyordu fakat

Ben onun her adımını izliyor

Her mırıltısına kulak kesiliyordum.

Bizim takım yenmiş ötekini

Dolar almış başını gitmiş

Borsa devre kesmiş falan umurumda değildi

Beni tanıyanlar anlasın diye söylüyorum hani

Bir kedi daha ne kadar güzel olabilirdi?

Sonra akşam treni geldi istasyona

Sonra alıp götürdü onu çok da uzak olmayan uzaklara

Yaklaşıp yaklaşıp yine düştük mü makus talihin kollarına?

"Haydi adam sen de" dedim

Bindim sahte bir gülüşle arabama.

İşte abiler

İşte böyle bir akşamüstüydü

Çok yaklaşmıştım

Böyle saniyelerle, dakikalarla ne bileyim

Yağmur damlalarıyla yerin yakınlığı kadar yaklaşmıştım

Martının kanatlarıyla deniz havası kadar.

Belki uçamayan bir martının kanatlarıydım.