Bazen hayatlarımızda bir fırtına çıkar alır götürür her şeyi

Koptu gitti bütün köklerim diye ahlanırız ya hani

Sanırım gitmesi gerekenler gidermiş

Alıp götürmek diye bir şey her zaman geçerli olmazmış

Çıkan küçük bir rüzgârda bile

Herkes gidebilir her şey dağılabilirmiş

Çok geç öğrendim


Bir yerlere saklanmak oyundayken keyif verirdi

O adrenalin peşinden serotanini getirirdi

Saçma bir mutluluk sarardı ya hani içini

Ebe bizi bulamadıkça gülmemek için ayrı bir çaba sarf ederdik

İşte ebe de saklanan da sen olunca

Kendinden saklanıp kendini bulamayınca

O oyun artık oyun olmaktan çıkar da acı verirmiş

Oyun bir türlü bitmeyince öğrendim


Eskiden insan ne isterse yapabilir derdim

İsterse her türlü işin altından kalkar

Acılar yolundan yıldırmaz da yoluna basamak olur

Ruhunun yorgunluğu aklını durduramaz derdim

Meğer fiziksel olmayan acı da insanı yataklara düşürür

Kalbindeki acı konuşup dururmuş da

Senin ağzını açmaya halin bile olmazmış

İçimin acısından saatlerce tavana bakınca öğrendim


Aynı türden acı herkeste farklı gözükürmüş

Ağlamalar sızlamalar görünür olmak zorunda değilmiş

Fiziksel acı da kanayabilir

Kafana doldurduğun düşünceler nefesini kesebilirmiş

Yolunu kaybetmenin bazen yol ile ilgisinin olmadığını

Çaresizce ağlayıp durunca öğrendim


İnsanoğlu öğrenmeye alışıktır

Fıtratında vardır çünkü

Acı olan kısmı ise öğrenilen şeyler her zaman güzel olmazmış

Hayat bin bir türlü şeyi sana sunar da

Nasıl öğrenmen gerektiğini sana bırakırmış

Ve öğrenmenin sonu ise asla gelmezmiş

Dünya her şeye rağmen döndüğünde öğrendim, öğrendik