Öğrenerek uyguladığın her şey taklit.
Mecnun gibi sevmeleri, Juliet gibi sevilmeleri roller arasından
seçiyorsun.
Hiçbir zaman yaratamadığı için gün geliyor sevme rolünden
sıkılıyorsun. Üretemiyorsun.
Yeni bir işe gitmiyor, yeni bir yazı yazamıyor, "Beni nasıl seviyorsun?" diye sorunca "Ay ne desem!" diye boğuluyorsun, hep aynı taktik ile öpüyorsun, kaçmak için "Özür dilerim." diyorsun. Bir kediyi kendi dilinle "Oğlum." diye seviyor, çiçeğini yemek koklar gibi
kokluyorsun, onların senin dilini anladığını nereden
çıkarıyorsun? Bitkilerin Almanca, İngilizce, Türkçe; hayvanların
Portekizce anladığını hiç sanmıyorum.
Sevmeyi öğrenmek yerine yaratmayı denesen?
Nar kırmızı bir damla anne sütü damlatıp, mest eden
büyülü renkte kendini görüp sevmeye oradan bağlayabilirdin.