Kafamın içinde makosen giymiş bir Marko Paşa,

Dertlerin zirvesindeyim umursuzluğum çok yaşa!

Ayaklar çekiyor ceremesini ne gelirse akılsız başa,

Yoruldum, iki tarih arasında boğulmaktan yaşa.


Toprağın koynuna girdim, onun olacağım farz et,

Geldiğimiz yere gidiyorum üstümü ört, rezalet.

Sanki gündüz hiç yaşanmamış gibi, nasıldı tarif et!

Gece doğanların bolca karanlığı olur, aydınlığı hapset!


İlelebet nefret edeceğim yorularak sakinleşmekten,

Elime geçen her fırsatı geri teperek leş etmekten,

İçimdeki çocuğu mütemadiyen keşe çevirmekten...

Bıktım, kendimi her bulduğumda tekrar helalleşmekten.


Umarım ölüyüzdür, aynalarda gördüğüm ölü bir yüzdür,

Nasılsa ölüyüzdür ama baş ağrım kesin ölümsüzdür.

Uyan! Eğer silik bir rüyadaysak kasvete gömülüyüzdür,

Ya da ayık bir şizofrenin gördüğü hoş birer örüntüyüzdür.