Kontrol altına alamadığım bu duygu seli artık taştı,

Tarlama talip kim varsa kollarımı onlara açınca kaçtı.

Rüzgar vurdukça bedenim eskidi, ruhum sağlamlaştı.

Yalnızlığım, kargaların çığlıkları arasında bayağılaştı.


Aylardan hep marttı ama bilmem saat kaçtı,

Ağzımdan birkaç hece damlardı, tadı zamktı.

Ekinim saçlarındı, sana biçtiğim şiirler hasattı,

Sözlerim kaftanın, ben kulun, ay yarılmış aynandı.


Bir gün biri, tarlamın orta yerinde yangın çıkardı,

Külüm diyar diyar savrulurken dumanımı yel aldı.

Kırmızı toprakların yerini çöl aldı, içimde kor kaldı,

Yanacak bir şey kalmasa da ateş hep harlandı.


Bir söz bin sene acıtır, bunu anlamak zaman aldı,

Beni, aklımı durağanlaştıran duygular yaşlandırdı.

Duracağın yeri bilmezsen varacağın yer uçurumlardı,

Bir kayaydım, benden geriye kala kala bir toz kaldı.