Gölgem ve ben, bir vîrâneyi adımlıyoruz.

Göğsümde bağıran acıları duyuyorum.

Lâkin uzaktan el sallayan neşeler g'örüyorum.

Yitik bir sözün uğrunda harcadıklarımı,

Süzgün bir yüzde aradığım umudumu,

Zamânı içtiğim yerlerde bıraktığım izleri,

Söküp atmadan önce düşündüm; zihnim, çatladı.

Ben, o çatlaklardan sızan ışığa sarıldım.

Veda ettim, kanıma giren tüm zehirlere.

Bir gün, göğün kızıla boyandığı o efsûnlu vakitte,

Denize değil, okyanusa bırakacağım kendimi.

Çünkü deniz, yıllanmış bir yangını söndüremez.