Tohumlar ektim küçük kaplara

mis gibi kokacaklardı çiçek açtıklarında

Ne zaman ektim hatırlayamıyorum?

Belki geçen ay...

O kadar çok bekledim ki.

Unuttum galiba.

Çıkmadılar.

Olur bazen böyle şeyler.

Olmazlar olur, bitenler bitmez.


Balıklar yavrulamaz.

Yavrular yaşamaz.

Tohumlar filizlenmez.

Filizler solar, çiçekler çürür.

Kumarda kaybedersin hep.


Olur böyle şeyler.

Mutlu olamazsın,

Uzun bir süre.


Mutluluk nedir ki?

Oltanın ucunda,

Sürekli geri kaçan

Bir tuzak yem.


Mutsuzluk, derin suda

Karnın tok

Ve

Sırtın pek.


Mutsuzluğa tutun.

Derin sularda,

En değerli zenginlikler hep...


Düşün dur.

Sakın konuşma düşündüklerini.

Dışarıya çıkanlar,

Oltalara yem olacak.

Balıkçılara yarayacak,

Yeni tuzaklar hazırlamak için,

Fevkaladeler...


Mutsuzluğa tutun.

Yalnızlıkla uyu.

Umutsuzluklar koynunda,

Geçmiş darbelerin izleriyle,

Yarınlarını gizle.


Sahip olduğun bütün mutsuzluklarla,

Bir ömrü doldur.

Heyecanını çöpe at ve

durağan bir günü karşıla


Kaybetmekle barışarak bir kıvılcım at,

İçerisine, heyecan dolu o truva atının.


Olmamışlarla seviş bu gece.

Olmayacaklara kucak aç hep.

Çürümüş çiçekleri kokla.

Filizlenmemiş tohumları hatırla hep.


Ölmüş balık yavrularını büyüt, besle.

Üremeyen balıklarını takdir et hep.

Var olduklarını kanıtlayamamış hayatları dinle.


Mutsuzluğuna tutun bu kez.

Kazanamamanın dinginliğine dal.

Heyecanını yak büyük ateşlerde.

Savur küllerini kazanmanın açlığını çeken,

Hırslı yaşam artıklarının üzerine.


Olmayacaklar olmazsa,

Olacakları anlar insan.

Olmasa da bilir her zaman.

Her olmayacak olursa da

Bilemez olmayacak olan,

Nice bilinmez ihtimaller var,

Kafalarımızın içerisi yaşadığımızdan da büyük bir dünya.