Bu gece ölmeliyim tam şimdi
Dağ başlarına serpiştirilmeli her bir parçam
Karanlık bir odanın içine gömülmeliyim
Perdelerin kapattığı soğuk odada ölümü bekliyorum
Unutmalı geçmişi hiçlik bile dolu olmamalı
Yatağımın sağ ucunda ellerim birbirine değerken
Nefesim kesilmeli ısıtmayan eski yorgan içinde
Dışında tek kırgın bir boşluk kurumuş sözcüklerle
Bu gece ölmeliyim sorularla boğuşurken
Kendime yetemediğim sıralarda gitmeliyim
Gece her şeyi düşünürken ve yenilmişken
Yüreğimin içindeki yıldızlarla sönmeliyim
Ağlamaklı olunan her siyahlık üstümü örttüğünde anlamıştım umudun bittiğini
Kavgada ve hayatta dövüşürken istemeden menekşelerimi ezmişim benden sonra sevin çiçekleri elden ele çiçek halleri
Kayıtsız kalıyorum çoğu şeye hayallerim hep eksik yaşamın kendisi yanlış
Süslü cümleler kahır ise de ağlamalar mutluluk
Kollarım ve göğsüm birleşmeli ölürken
Dudaklarım kurudu düzelmez göğe bakarken
Saat bana kırgın kent masalsız hikayesiz
Sokaklar boş ve temiz turuncu lambada
Kimsesiz yalnız ve biçare olmalı idim ölümün gelmesi için
Öyleyim yorgun ve kesik nefesli
Dünya boğuşurken hastalıkla uykusuzum pencere dibinde
Her şey ziyadesiyle müptela ellerin de yok gözlerin de...
İki tarafı duvara biri pencereye bir tarafı kapıya bakmalı
Gözlerimden yaş akarken ölmeliyim
Sakallarım uzamışken
Görmek bile gelmiyor, derin uykudayken ölmeli...
Vazgeçmişken...
Bekledim
İyileşmenin yalan olduğunu bilerek...