Serin, güneşte ılıyan bir sabaha uyandı. Bir şekilde kalkmaya hazırlanıyor. Pike kafasına kadar geçmiş, ayak ucuna doğru anne kedi ve yavrusu bacağına uzanmış. “Hareket edeceğim, gitmem gerekiyor.” diye içinden geçiyordu. Şu havalar soğuyagörsün, hemen boğazında o yumru... Yüzünü yıkadı, dişlerini fırçaladı. Yavaştan üstünü değiştirdi. Saate bakmıyordu ne de olsa geçiyor. Sanki baksa daha çabuk geçecekmiş gibi. Yine de 08.30'da çıksa yerinde olurdu. Yeni aldığı pantolona yeni aldığı gömleği geçirdi. Farklı buldu kendini ama emin olamadı. Şansı bitti. Hızlıca bir sallama çay ve ekmek arası peynir yemeliydi. O soğuk algınlığı boş mideye olmazdı. Yasemin parfümünü de sıktı. Pek seviyordu bu kokuyu. Adımlarını hızlandırarak çıkarken keşke elime de krem sürseydim diye geçirdi. Nihayet minibüse bindi. Ahh... yine mi bu adam? Ne çenen var yahu! Dır dır dır... İn de arkandan sallasınlar. kih kih kih.
Bir sonraki bineceği vesayeti beklerken 'şu amına da koyduğum durağında gönül rahatlığıyla da duramıyorsun. “Ne var? Nerem açık?” şeklinde günlerinin tekrarını geçirdi. Dolmuşta ayakta kalacaktı sanki. Derkennn... “Ya ben şu öne buradan geçebilir miyim?” Şoförün yan koltuğuna ikinci kez oturacaktı. (Ne o aptal erkek, sadece sen mi oturabilirsin?) Gideceği yere epey erkenden varmanın rahatlığıyla yerine doğru yürüyordu. Birtakım karşılaşmalar, sohbetler, günaydınlar... Hepsini hesaplamış da ona göre hareket ediyor gibiydi. İçinden “şimdi bu cümleyi kur hadi” diyen biri ve iki saniye sonra “stand-up gösterim bugünlük burada bitti. Hadi hoşça kalın.” dedi. Ha-ha-ha.
Bu örgünün üstünden 5 gün geçti. Şu an gece 00.57 yatağında uzanıyordu. Kalabalıkta gelen panik atak gibi hissi vardı. Her şey zihninde alelacele yürüyor, topuk sesi çıkarıyor. Kornaya basıyorlar. Of’luyorlar. Yürüyorlar. Kaçışıyorlar. En az yedi kişiler. Hepsi de toleranstan oluyordu. O gün günlerden cumartesiydi. Telefonun karşısındakini bencil hissettiği birkaç andan biriydi. Sık öksürüyordu. Karalamalarla zihni dolmaya başlıyor. Yetişmesi gereken bir şey varmış gibi bir şey onu koşturuyor. Ahhhh çok karışık. Ölseler üzülmeyeceğim. Kimler ölseler?
Yusuf Monik YÜCE
2023-10-26T00:23:33+03:00güzel bir cumartesi pasajını çarşambayı perşembeye bağlayan gece okurken.