Az önce yemek yemeye çalışırken fark ettim tavuğu didikledim pilava tuz attım karabiber attım yanına salata koydum su doldurdum ama sonra o kadar uğraştığım tabağa kaşık bile sürmeden kalktım, o kadar uğraştım ki doydum sandım. Kalkınca sofradan aslında doymadığımı sadece acıktığımı unuttuğumu anladım. Çok zaman harcamıştım belkide tavuğu didiklerken, düşündüklerim uzun sürmüştü kim bilir iştahım kalmamıştı belkide...


Geçen gün çok sevdiğim birine vermek için bir şey örmeye başladım çok büyük hevesle başlamadım aslında zaten bitmeycek bu bitene kadar ne olur Allah bilir der gibi başladım şimdi masanın üzerinde ben burdayım der gibi duruyor hatırlatıyor yarım kalmışlığını altı üstü bir atkı örgüsü çok konuşuyor...


Cüzdanım da kalan ıslak mendille uyudum dün gece, kokusu aynıydı sadece kurumuştu zaten neden kuramasındı ki açık bırakırsan kururdu bilmiyor muydum bunu ? Her neyse kısmet işte kafası bozuk biri gibi ne diyorsa bu dediğinizi duyar gibiyim deniyorum iştee yazdığım şeyleri anlayacak iki kişi vardı biri ben diğeri okumayı sevmeyen biri o yüzden sadece ben anlıyorum diyelim mi ? :)

Banyoda bir nokta belirledim kendime orda bazı yüzler var ya da bir yüz tamam tamam :) anlıyor mu bilmem ama dinliyor beni delirmiş olabilme yüzdem yok bu terapidir belki bana kim bilir değil mi?

Bazen bazı sayfaları düzeltiyim derken yırtılabiliyor biz insanlarda bütün kitabı atıyoruz düzeltmek zor geliyor. O yırtık sayfayı görmezden gelmek istiyorken kitabı görmezden geliyoruz.

Bir şeyler yazdığım bir defterim var eskiden duygularım eskiyince başka deftere geçerdim artık eski sayfları yırtıp aynı defterde kalıyorum çünkü unutmak istemediğim şeyler var kopan sayfalarda hatırlamam gerek öyle işte ...


Şiirlerce yalnız

Şiirlerce sessiz

Belkilerle kimsesiz

Sankilerle yaşamaklı

Susuzlukla bir ve onsuz ...


Günleri,ayları, saatleri sana bölmüşlüğümü silmeye çalışmamın 11.gününden dedi. akan takvim yaprakları :) ...