Damarlarımda hissedince,

Toprağın kokusunu.

Ruhum bastıramaz,

Ölümün korkusunu..


Sahi niçin korkuyoruz ölümden? Yoksa alıştıklarımızı terk etmek mi bize bu kadar zor geliyor?

Nevresimlerimizi değiştirirken bile 2dk'lık bir uğraş olmasına rağmen 2 gün bunun mentalitesine hazırlanıyoruz çoğumuz. İçinde bulunmaya alıştığımız bu dünyayı terk etmek zor geliyor belki de bizlere. İnanmayanlar yok olmaktan korkuyor. İnananlar vere(meye)ceği hesaptan.. kimi insan bir ömür bile alışamıyor ölüme, kimisinin alışamayacak vakti bile olmuyor. Peki ölmeden önce ölenler? Onlar ölüme nasıl bakıyor? Hayatında bir kere olsun ölen insan artık bu duruma alışıyor. İnsan zaten bir kere ölüyor. Ondan sonrası yaşamaya başlamak oluyor.

Yaşadığımızı zannediyoruz. Oysa zanlarımızdan kurtuldukça olgunlaşırız. Peki kötü bir şey midir ölümden korkmak? Yoksa asıl kötü olan ölümden korkmak değil ölümü unutmak mıdır? Birbirine zıt şeyler değildir aslında bunlar. Hem ölümden korkmayıp hem de ölümü unutmamalıdır insan. Ölümü unutmak insanın kendine yapacağı en kötü şeylerden biridir. Ölümü unutan insan, yaşama gayesini de unutur. Yalnızca zevklerini tatmin etmeye dayalı bir hayat yaşar. Hiçbir zaman ise tatmin olamaz. En sonunda tatmin olacağı şey ise ölmek olur. Peki bu ölümün sonucunda memnun olacak mıdır? Olmayacaktır elbette. Çünkü ölümün de devamı vardır. Bu durumdan habersiz yaşayanlar ise en çok pişmanlık duyanlar olacaktır. Peki ölümün devamının olduğunu bilip sanki ölümün devamı yokmuş gibi yaşayanlar? Bu hakkıyla bilmiyor oluşunun delilidir. Bilmek aslında en son noktadır. İnsanın yaşamadan bildiğine bilmek denmez. Bilmek için yaşamalı insan. Yıllar boyu ışıksız bir kuyuda kendisine yemek ve su atılarak yaşamış insanın, kuyudan çıkıp güneşle tanışması en güzel örnektir buna. Kuyudan çıkan insan ilk başta güneşi hisseder. Sonra sıcaklığını ışığını görür. Daha sonra güneşin etkilerini anlar. Yaşamak için temel kaynaktır güneş. Güneşsiz bitkiler yetişmez. Otlar yeşermez. En son insan bunu öğrenir. Ve artık güneşi biliyordur. İşte ölümü de ancak ölerek öğrenebiliriz. Hayattayken ölenlerin çoğu bile ölümü tam olarak anlayamaz. Ölmeden ölümü anlayanlardan olmanız dileğiyle..