Öptüm 

Taş kesildi dudaklarım 

Mahur bir dinginliği vardır artık gecenin 

Ama sen tüm bu zamanların ardından 

Yırtarak geceleri 

Necip bir girişle çıkageldin 

Şaşırdım, karma karışık kesildi aklım 

Dağınık odalar içerisindeyim 

Üstüm başım yobaz bir bıçakla deşilmiş gibi 

Keserek gövdemi, ağrıtarak başımı 

Tüm olanları sana anlattım 

Yoğurarak ellerimi usandırdım kelimeleri 

Artık tek bir cümleyi zayi edemem 

Hakkım bitti 

 

Her neyse bu yoldan saptıran 

Ya da yola vardıracak olan 

Hepsini elimin tersiyle ittim 

Oturdum en başından söz verdim 

Durmadan tekrar ettim kelimeleri 

Sesimi kıstım 

Artık konuşmuyor gibiyim 


Biliyorum, hep zor gelir susmak 

Ağır bir yaşamdır yaşamanın böylesi 

Katlanarak üstüme üstüme kusuyor zaman 

Kutlanan tüm doğumlar kadar 

Hatırlanmayan bir ölü gibiyim 

 

Yalanlar yalanlar üstüne 

Gereken tüm yeminleri ettim 

Aynada bakan benmişim kendime  

Düzensizce hayıflananda 

İnkâr ettim 

Durup kaldırdım çehremi 

Betim benzim atmış yaşamaktan 

Bir oğul, bir kız yetiştirecek yaşa geldim 

Hiç bilmeden öylece geçip gitmiş zaman 

Sanki dönmüşte dönmüş dünya 

Çehremde döner şimdi yüzünü sana 

Ne de olsa vakit kalmamış  

Ağırlaşan bir vücutla  

Dadanırım kapına 

 

Az kaldı bu sis dağıtır yüzünü bana 

Kulağımda silinmeyen o beyhude laflar 

Durup çalar kapımı her saat her dakika 

Ne de olsa o kapının ardında var biri 

Kekeleyen ağzından 

Heyecan yüklü yalvarışlar akar 

Bir adam peydah olur ötekilenir yaşam 

Biri gelirken biri gidecektir bu muhakkak 

Ağzımda dağılır o ekşimeye yüz tutmuş zaman