Ölüm... Onunla tanışmadan onu anlamak zor fakat tanıştıktan sonra anlamak daha zor. Saniyeler öncesinde nefesini hissettiğin birinin nefesini artık hissedememek; insanın mantığı bunu anlamakta güçlük çekiyor. Bir saniye önce var, bir saniye sonra yok. İnsan bunu mantığına sığdıramıyor.
Ölümü ilk zamanlar idrak etmek oldukça güç. Günler geçtikçe anlıyor insan. İlk zamanlar şaşkınlıktan acı bile çekemezken zaman geçtikçe acısı kalbinin en derinliklerinde varlığını gösteriyor.
Gözünle mezarını görsen bile öldüğünü kabullenemiyorsun. Bir süre içinde onun olduğu anılarla yaşıyorsun, daha sonra onsuz yeni anılar biriktirmeye başlıyorsun. Sonra zaten bir bakmışsın sen de herkes gibi alışmışsın.
İnsan neden sevdiklerine ölümü konduramaz? Neden sevdiklerinin öldüğünü bir türlü kabullenemez. Bir sela sesi duyar, biri daha bu hayattan göçmüş der. Ama neden kendi yakını öldüğünde bu soğukkanlılığı gösteremez? Başkalarının ölümü çok normalken neden kendi yakınlarının ölümü normal değildir?
Hayatta en değer verdiğim insan ölmüştü. Artık nefes almıyordu. Ne tepki vereceğimi bilmiyordum. Oysa ben bu acının provasını defalarca yapmıştım. Hazırdım kendimce, bu acıya karşı güçlü duracaktım. Ama olmadı. Bir süre öylece dondum kaldım. Zihnimde onunla olan anılarım, kalbimde derin bir sızı. Onu cansız bir şekilde hatırlamak istemiyordum. Kendime bir anı seçip onu o anıdaki haliyle hatırlamak istiyordum.
Birileri ağlama derken birileri ağla açılırsın diyordu. Neden en acı duygularımı yaşarken bile herkes o gereksiz yorumlarını üzerimden eksik etmiyordu? Sonuçta bu acı benimdi ve istediğim gibi yaşamalıydım. İnsan acısını yaşarken bile olsa özgür iradesiyle karar vermeli, verebilmeli.
Ölüm soğuk suyla duş almak gibidir. Kafandan aşağı akan o buz gibi suyu iliklerine kadar hissedersin. Sonra bir bakmışsın titremen geçmiş, üşümen geçmiş alışmışsın. Ne kadar alışamam dese de insan sevdiklerinin yokluğuna da ölüme de alışıyor işte. İnsan alışır. İnsan alışmak zorundadır. Başka çaresi yoktur. Ölüm soğuktur.
Unutmayın sevdiklerimiz hiçbir zaman tam ölmüş sayılmaz. Zihnimizde anıları, kalbimizde yaraları... Biz ölene kadar her anımızda bizimle beraber yaşayacaklar.