Sevgili ölüm ölümüm;


İçim gece kadar karanlık dışım güneşin ilk doğuşu ,gene geldim buraya ruhumla bedenimin ayrıldığı bu çatı katına, uzun süre önce bıraktım buradan insanları izlemeyi yoruldum -koşuşturmalardan,geç kalmalardan ,bağırmalardan ,sevinç çığlıklarından, ağlamalardan,gülmelerden yani kısaca insan olmayı bıraktım ama insansızda duramıyorum bir tarafım sessizce bir köşede beklerken sanki dğer tarafım anında birileriyle arkadaş oluyor çok ilginç-.Sağ ayağımı boşluğa doğru sarkıtıyorum nefes alışlarım değişmiyor -neden-tek adım atsam ölüm, ölümüm kavuşacağız gibi yani seninle aramda tek adımlık bir mesafe var iyi değerlendirmek istiyorum ama Allahtan çok korkuyorum o kadar çok seviyor ve korkuyorum ki bir türlü o tek adımı atamıyorum.

Ölüm ölümüm insan kaybettikçe olgunlaşırmış ben kaybettikçe kayboluyorum kendimi bulamıyorum, bazen saklanmak istiyorum hiç kimsenin bilmediği ve kimsenin görmediği bir yer sahiden var mı öyle bir yer?

En ince ayrıntısına kadar hesaplıyorum ama bulamıyorum kafamı kaldırıp yıldızlara bakıyorum bir tane bile yıldız yok bu gece belkide saklandılar, hiç bir kelime diğeriyle uymuyor sürekli konu atlamaları bunun önüne geçemiyorum ölüm ölümüm

istiyorum ki tek bir cümelde her şeyi anlatıyım tek cümle benim gibiler yaşamamalı...

ne kadar mutlu olursak olalım sonunda bir şey olucak ve fırtılar mutluluklarımızı denizin dibine batıracak hep böyle değil mi bu,

Ölüm ölümüm bende bedenimi değil ama ruhumu öldürmenin bir yolunu buldum bu plan doğrultusunda ilerliyorum bunu bir ara sanada anlatmak isterim. Rüzgar bile esmiyor bu gece tek bir ağaç kıpırmamıyor sahi Ademin yerinde olsaydım o ağacı keserdim o ağaç orda durduğu sürece bir gün elmayı koparacağı belliydi çünkü bu insanın doğamısına işlenmiş bizi içten kemiren bir dürtü ağızlarımızı sulandıran o isteme dürtüsü yani ölüm ölümüm ben bu çatıda durduğum müttetçe o adımı atma ihtimal yok mu?


Seninle çocukken karşılaştık sonra bir kaç kere daha ve son olarak 2 ay önce, ben o kazadan nasıl sağ çıktım?

Her şey kesik kesik sanki arkada bir orkestra çalıyor gibi sahne hızla değişiyor hava yastığının patlması, arabanın takla atışı, her şeyin ağır çekimde ilerlemesi arabanın yere vuruşu, kafamın hava vuruşu, ters kalmam, kapıların açılmayışı,orkestra susuyor, dumanların yükselişi, bağıramam telefonumu aramam ayak sesleri, kornalar ,bağırışmalar çıkarılmam, ambulansın sesi, gözüme tutulan ışık, hastane kapanış.İşte ölüm ölümüm, hayat tek adımlık oysa yaşamak içine ne kadar çok adım atıyoruz .