Eskil saatlerin anısı yitip giderken
Virane damlara taht kuran yağmur
Ve bin kökü don tutan ben
Koyacağım yüreğimi sunağın göbeğine
Avucun kucaklayarak onu öyle mağrur
(Çünkü ölüm yekin yekin solmakta)
Ant içecek bir daha adımı anmamak
Ve ağaran tanı yadsımamakla