Karıştırıyorum zamanı. Zihnim sürekli yeni bir an çıkarıyor karşıma. Sanki ben yaşamamışım sanki hissettirdiği hiçbir şey olmamış gibi. 

Bazen de hatırlamak için ben çok zorluyorum kendimi. Ah diyorum ne söylemişti? Ya da hangi caddenin ortasında durup gülümsedim? 

Sarhoşken kaç kez sigarandan içtim? 

Hatırlayamıyorum şarkının sözlerini, çok denedim.

Uyurken defalarca kırıldım dallarımdan. Sarıldığım hayal kırıklığını öptüm sonra. Ödüllendirdim onu. Kin duymadığım hiçbir şey hissettirmiyor bana kendini. 

Gözüm kapalı aslında. Görmeyi reddettiğim tek şey değilsin.

Ben isterdim ki, 

Koca bir ayna olayım. Yansıtayım seni. 

Benden gör kendini. 

Anlardın, aklımı çözerdin ve üzülürdün kendin için.

Karanlık, yürüyorum öyle. Hafif salınıyorum ve birazdan gülümseyeceğim. 

Tek elin cebinde, yüzün paramparça, omuzların düşük. 

Endişelisin çünkü öfkemle tanışmamıştın fakat aynı zamanda güvendesin çünkü biliyorsun yakıp yıkmayacağımı. 

İşte bu noktadan sonra aynı hikayede değiliz. 

Aynı masadayız fakat ben dahil değilim söylediklerine ve heyecanlanmıyorum içtikçe.

Tüm gece sadece bir an duraksadım. Herhangi bir sokağın saçma sapan bir heykelinin önünde oturduğumda. Özlemekten bahsetmiştin. Tam o an koca bir siktir çektiğimi hatırlıyorum. Dışıma gülümseme olarak yansıdı biliyorum :)

İşte dedim, bu türün tümü aynı birbiriyle. 

Durmadım ama. Yürüdüm. Durmak huyum değildir, huyum kurusun. 

Yörüngemden çıkmışsın da ben zorla uydumuz bu der gibiydim. Doğru olduğunu bir pusula dahi söylemedi. 6. hissim berbattır ve hislerime göre iyi bir yanın var senin.

Defterimi yan tutuyor ve yazdıkça ters sayfaya geçiyorum. 

Düz olmanın bana kazandırabileceği tek bir şey yok. 

Biliyorum biraz karmaşık görünüyor her şey.

Anlamıyorsun,

Deli mi, yoksa çok umursamıyor mu hayatı…

Anlamıyorsun sindirebildiklerimi ve her şeye rağmen sarsılmasın istiyorsun kıyıların. 

İzin kalsın istiyorsun. 

İz bırakan olmak.

Fakat ölüye çiçek götürmek gibi bu. 

Oysa yok olmak istiyordum.

Sonbahara ortak etmişsin beni