Meçhulleri tarıyor baygın gözdeki bakış.

Zor şehadet getirir kurumuş dudakların.

Tükenen ip yumağı işlenen en son nakış,

Bak canı çekiliyor ihtiyar bacakların.


Hayatın dantel gibi geldin son ilmeğine,

Göz nuru bölük pörçük ah düşer emeğine,

Dünyaya gelmiş iken bir öğle yemeğine,

Kurulmadan sofraya kırılır tabakların.


Tükenirken saatler, of çekersin, derinden

Havalanır güvercin pervazın üzerinden.

Yaralanır yüreği kim bilir kaç yerinden,

Boş görmesi inletir altını saçakların.


Rengi solmuş bir duvar, çırılçıplak bir çivi,

En mahrem libasını sıyırıp atmış evi,

Bir daha yanmayacak sönmüş közü alevi,

Örümcek bağlayacak üstünü ocakların.


Kaderimi yansıtır duman duman közlerim,

Boğazıma hapsolur en cilalı sözlerim,

Geçmişi harmanlarken buğulanır gözlerim,

Farkına varmış gibi neler olacakların.