İsmet Özel son yazısında "Ömrümün sonuna yaklaştığımın bilincinde olarak" diye yazmıştı. Bu cümle kalbime bir ok gibi saplandı.
Önce kendim için üzüldüm. İnsanız işte. Her zaman olduğu gibi kendimizi önceliyoruz. Ben İsmet Özel'in olmadığı, konuşmadığı, şiir kaleme almadığı bir dünyayı düşünmedim. Uzun zamandır yaşadığım, bütün kopuşları onun hikayesinde gördüm. İsmet Özel'in masalını içselleştirdim. Şimdi bu hikayenin sonuna yaklaştığımızı kendisinden okuduğum için derin bir hüzünle kaplandım.
Sonraları düşündüm. Kendim için üzüldüğüme çok utandım. İsmet Özel bu toprakların son yüzyılda yetiştirdiği en büyük Türk şairlerindendi. İsmet Özel'i kaybedişimiz onlarca, belki yüzlerce insanın ortaklaştığı bir duygunun sonuydu.
"Evet İsyan" dediğinde kalpleri titreten, "Toparlanın, Gitmiyoruz" diyerek cenk hazırlığına başlayan, "Amentü" ile iman eden, "Partizan" ile savaşan kaç adam vardı ki edebiyatımızda?
Böylesi bir değeri kaybedecek insanlarımız için üzülmek daha doğruydu. Çünkü kişisel hayatlarımız, toplumsal kaderimizden bağımsız değildi. Hiçbir zaman da bağımsız olmayacaktı.
Ölüm Allah'ın emri, hepimizi derinden sarsan mutlak gerçekti. Kimse ondan kaçamaz. İsmet Özel de kaçamayacak. Bizler de öleceğiz.
Bu gerçeği bilmemize rağmen, kaybedeceklerimizin değerini yaşarken öğrenebilmeyi ne zaman idrak edeceğiz?Ömrünün sonunda olduğunun bilincinde olan İsmet Özel'e şükranla…