Şu çocukken filmlerde gördüğüm 

O uzun ahşap masa,

Yeterli mi?

Halihazırda bir travma daha yaratmaya…

Hayır bekleyin henüz sahne kurulmadı daha.

Önce taşıyalım bütün yükleri masaya

Spot ışıklarda bir patlama olmalı bu senkrona

Acı yeşili…

Güzel uzunca deri bir koltukta açılabilir mevzuyla

Hoş geldiniz oyunumuza.


Acımasızlığın vücut bulmuş halini izliyoruz

Başroldeydim oysa…

Vazgeçtim.

Bedenimin ağırlığı sahne ışıklarıyla hünsa!

Sürünüyorken,

Yan rol, ara eleman neyime yetmiyorsa.

Sustum…

İzledim.

Kendim olmayanın biricikliğiyle savunma sanatını.

Hak verdim varoluşsal sancılarına

Yoksa daha fazla ezilemezdim o maun masada…


Habis duyguları tanıyoruz değil mi?

Ortam çok şık göz kamaştırıcı olsa da.

Yalnızlığım gizlenemez bir gerçek,

Bunu görebilirde,

Göremediği yalnız kalmayı tercih edeceğim güçte.

Savunacak kadar canavarlaşamadığım için

Tüm nezaketimle savunmasız kalışlarım.

Sen eline geçmiş saçma sapan bir kozla

Sana hiç açmadığım yüreğimin közlerini körüklüyorsun da

Engel olmuyorum diye mi?

Gösterişli bir arenada

Acımasız bir matador edasıyla

Kırmızıyla kavga etmem gerekiyor.


Kırmızıyı seviyorum.

Kusurlarımı sevdiğim kadar.

Sana direnmedim çünkü oyun bitti.

Senin bu oyundan zevk almanı izledim.

Çünkü seni zevk alırken izlemekti tek bildiğim!

Bende kalan küçücük yönetmenliğine

Bir rica!

Son uzatma, bir küçük on beş dakika.


Yanıma oturmadığın bir bankta başlatıp

Yanıma oturmadığın bir bankta bitirdiğim

Bu sancılı sürecin müsebbibi sensin

Ki rolünü çok iyi ezberlemişsin

Ben dublör ararken ne diyeceğimi bilmeden

Senin üzerine dikilmiş bu rolle

En son,

İlk gün gibi

Hava çok soğuk, üşüdüm!

Dedin ki…

Hadi gidelim.