Leylî’ dedim andım yine gönlüm anın vîrânesi
Âlem bilir ben neymişim, oldum belî dîvânesi
Uzlette ben yâdın dedim sahrâlara vardın dedim
Sarhoş iken bir katresi içtim dolu peymânesi
Aklım uçan bir kuş imiş gam başta bir serpuş imiş
Her hamlesi bir hoş imiş hep kündede merdânesi
Yatmış güneş sen vâr iken korkmuş hilal devvâr iken
Bülbül düşen bir hâr iken feryâd olur sermâyesi
Bir kez güle güller yanar bir kirpiğe şahlar kanar
Türk’ü Acem hâli anar dilsiz kalır Şehnâmesi ..!
Leylâ ile buldum felah gam içredir bak çok sabah
Bilmem ki ben n’ettim günah, tuttu beni bed-mâyesi
Birden yüzüm görmüş gibi, yollukları tutmuş gibi
Nur parlayıp sönmüş gibi bak nerdedir pervânesi?!
Gelmiş diye bir inledim vardım O’nu hep dinledim
Gam var diye dert binledim buldum yine meyhânesi
Sözler dedim ben hep ona, yar gönlüme güller kona
Sormuşların O’ndan buna; Hâkî anın üftâdesi