Seni sevmemeyi sevmiyorum.
Ve tüm bunlar nasıl oldu bilmiyorum.
Her yerimizden
Ya
Ra
Lan
Dık.
Yara aldık.
Bin bıçakla, bin kapı önünde bekleyen
Bizi düşmanı belleyen
Her yerlerden her yerlere gönderilen,
Görmezden gelinen,
En çok biz.
Hafızamın havzasına sığmayan anılar var.
Ve bir daha asla böyle kolay olmayacak,
Senden anılar barındıran her sokağın dili ayrı konuşacak.
Kelimeleri saklayacaksın koynunda,
Çıkarıp kokladığın her söz anlamını biraz daha yitirecek.
Her notaya, her noktaya, her odaya sığamayacaksın.
Uçurtmalarımızla göklerde kuş taklidi yapanlar,
Oraya ilk biz gittik.
Hiç ölmeyecektik sanki dünya,
Bitmeyecekmiş bu rüya güya.
Tüm dönüşleri gitmek için olan biri,
Birileri, katlanmış kağıtlarımız insan götürmez.
Biriktirilmiş her bilet tek kişilik.
Çünkü yol bir kişilik
Çünkü mezar bir kişilik
Çünkü küllerin karışsın istersen eğer
Yakacaksın güneşi.
Yükleriniz karışsın istersen dur,
Durdur.
Tüm dertler ağır gelir bir diğer bedene,
Dengeni alt üst edene,
Değmeden yanından geçene,
Değişmeyecek düzene
Bir de seni böyle derinden üzene
Yani kendine
Dön bak.
Aynaların silinme günlerinde
Aynıları silip duran bileğim.
Gör bak.
Parçalarını birleştirmeye çalışan bedene,
Dününe gününe veya gecene
Dur bak.
Görülecek kadar güzel,
Fakat sahiplenilemeyecek kadar vahşi kedi.
Duyduğun ses sihir değildi.