Anı yoktur. Anıların kendisinden kaynaklanan, başka bir kişilikle yaşanmış, bir başka hayat vardır. Gerçek zaman, eşit saatlere bölünmüş, mekanik bir yapı değildir. Tüm bunların sonunda burnunuza gelen şey, "katmerli papatyaların ateşte yanan kalplerinin kokusu" olacaktır.

  • Boris Vian





Buzluktaki yarım şişe viskinin patladığı günden beri iyi değilim ki yaklaşık 8-9 yıl eder.

Önüme konulmuş iri bir kovan var benim. Dolduruyorum içine hatalarımı gün be gün barut diye.


Nasıl olacak bu işler bilmem ben. Uzun uzun düşünür bir sonuca varamam.

Eskittiğimden beri körpe gözlerimi bu beyaz sayfalar önünde hiçbir şey eskisi gibi değil ki 8-9 yıl eder.


İçimdeki boşluğu dolduracak birkaç ayrı din denedim, reddeden hep müritleri oldu beni. Güzel kadınlar girdi hayatıma, ben çıktım bu sefer.


Yüksek dağın yamacında kendimi astım bir akşam.

Sabaha varmadan sıkılıp bıraktım.

Kimse görmezse ölmenin bile bir anlamı yok. Bir de siz yaşarken görünmez olduğunuzu düşünün.


Görünmez olmanın, tercih edilesi olmadığını anladım ki bugün 8-9 yıl etti.


Benim, aynada gözlerimin içine bakıp kocaman bir boşluk gördüğüm günler, sigorta prim gün sayımdan çoktur.

Bir sonraki durağa varamadan öleceğimden emin olup yanlışlıkla yaşadığım günler, seni güldürdüğümde o güzel çekik gözlerinin ışıldadığı anlardan fazladır.


Ben, kendime döneli aynadan, yaklaşık 8-9 yıl ediyor.

İnan bana delik deşik şakaklarım.

Daha yeni kalkmışken duraktan, inecek mi, ölecek mi var bilemediğimden henüz.


Seninle benim sevişir gibi yaptığımız yataklara kayyum atanmış hemen ardından seçimin,

Bırak seni sevmeyi başarmayı, başaramadım bir türlü kendimle geçimi,

Sen mis kokulu uykularındayken, benim şeytanlar kaşırdı kıçımı,

ki gün yüzü görmeyeli o kıçım, 8-9 yıl olmuştur.


Seninle ben,

Nasıl başaracaktık ki bu işleri?


Ben hatasız bir gün geçirmemişken ki 8-9 yıl eder.


Ve bu yazdıklarım dahil doğru değilken,

yaşamamışken bir günü yalansız 8-9 yıldır...