Yazarın okuduğum ilk kitabı İnsanlığımı Yitirirken (No Longer Human); ama son kitabı olmayacağına eminim.

Kitabımız intihar, sosyal yabancılaşma, yalnızlık, toplumun dikte ettiği doğrular, alkolizm, intihar gibi temalar üzerine kurulu yarı otobiyografik bir roman niteliğinde. Delilik ve dahiliğin ince sınırlarında gitgelleri olan bilinç ve bilinçsizliğin taraf olamadığı ilginç bir karakter Yozo. Geleneksel yaşam kurallarının kişilerin marjinal varoluş çabası üzerinde ne derece ezici darbeleri olduğunu tertemiz bir pencereden bize anlatıyor Dazai.

✨"Toplum bunu kabul etmez.
Toplum değil. Sen kabul etmezsin, değil mi?
Eğer böyle yapmaya devam edersen, toplum sana iyi davranmaz.
Toplum değil yani. Sen.
Toplum seni canlı canlı gömer.
Toplum değil. Beni gömecek olan sensin, değil mi?"

Kitabın dili çok basit, bir çırpıda okuyup bitirebilirsiniz lakin dikkat edin konusunun altında ezilip kalmayın. Tedbir amaçlı okumaya başlamadan önce Japon Edebiyatıyla ve yazarın hayat hikayesiyle alakalı bir araştırma, ön okuma yapmanızı öneririm.

✨"Benim için 'toplum' dibini bilinmezliklerin kapladığı korkunç bir şeydi; asla tek bir mücadeleyle neyin ne olduğuna karar verilebilecek kadar basit bir şey değildi."

Okuduğumuz kitaplarda tanıdığımız, tanıştığımız bazı insanlar oluyor ve her ne oluyorsa bu insanlar hayatımıza öyle bir yerden dokunyorki artık unutulmaz olmayı başarıyorlar. Kitap karakterlerinin öylece sayfalar arasında salınırlarken yaşamlarımızda, yaşayanlardan çok yer ettiklerini söylesem bu kimilerine çok dokunaklı gelebilir. Ama öyle... Üstelik bazen bambaşka yazarların yaratmış olduğu farklı farklı karakterler birbirine o kadar benziyorki... Elbette benzeyeceker çünkü bu karakterler de o yazarların hayatlarında yer etmiş onlarca insanın bazen de tek bir insanın yaşamını, bakış açısını sunuyor bize. Yani aslında hepimizin hayatından gelmiş geçmiş birileri olabilir bunlar. Ne kadar çok acılarımızı, başımıza gelen şeyleri sadece biz yaşıyormuşuz gibi gelse de aslında yaşadığımız ve henüz yaşayamadığımız duyguları yüzyıllardır birileri yaşamış ve yaşamakta. Bu kitabı okurken de okuduğum kitaplardan bana el sallayan bazı karakterler oldu: Albert Camus Yabancı romanındaki Mearsault karakteri bunlardan biri. Yazarın ve Sadık Hidayet'in düşünce tarzlarının da ortak bir paydada buluştuğunu düşünüyorum. Bir diğer yazar da kitapta da adı geçen Dostoyevski elbette.

İnsanlığımı Yitirirken Osamu Dazai’nin uzun yıllara yayılan edebi intihar mektubunun son bölümü, diye yazıyordu bir yerde. Bir insanın ölmek için yaşaması, ölümü daha iyi bir amaca hizmet etmiyorsa nedendir? Bana kalırsa zor olan yaşamaktır, ölüm en kolay olan yoldur. Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim; diyor ya Nazım Hikmet. Yaşayın yaşatın sevgili okurlar, hasretle...