Kırılacak sanacaksın ama hep sen başaracaksın.
kırıldığın yerden başlıyor hayat.
kendi yaranı sarmaya çalışırken eline, kollarına, bacaklarına, belki sildiğin alnına bulaşıyor. kanında, aynada asıl kendini selamlıyorsun.
bir 'merhaba' demek her şeyin başlangıcı oluyorken ölümünü de getirebiliyor insanın.
bir merhabanın içerisine ne çok şey sığdırmışsın meğer sen iki ayaklı hayvan.
tek başına kalmanın içine ne çok yalnızlık sığdırmışsın da yüz ölçümün hep düş ölçümüne ters. hesaplar karışmış. matematiğimin kötü olmasından mütevellit mi bilmem hayatımın derinliğini hesaplayamayışımın ama sözelim iyidir benim. beni kapsayan, beni ben yapmaya teşvik ederek beni arzulatan (her) şey dil'dir, benim en güvenli alanım.
yazısal, belki sözel bile değil. yazarkenki büyüsel sözellik ne yazık ki dudaklardan geçmiyor kalbe ama ya gözlerden kalbe geçenler?
bir ötekinin varlığı senin varlığını var ederken tüm varlığı üzerine daha derin düşünebilmiş söz sanatçılarının farkına vardığı bir durum ki bu ''öteki'' ötedeki.
''Her yaratıkta, varlığını o yaratığa borçlu bir başka yaşamlar var gibi geldi bana. (...) Bir domuzu böylece sever oldum. Delilikten
-tutsaklanmış delilikten- doğan her tür yanılgıyı yaşadım. Hepsini sayabilirim tek tek, anahtar bende.''
A.R.