Tanışma şansı bulmuşlar, limonata içmek nasip olmuştur. Oturup sohbet ederek birbirlerini tanımaya çalışırlar, sohbetin sonuna doğru Arif dayımız hanımefendiye adını sorar ve adını duyduğunda gözleri parlar.

Bir daha görüşme şansının olup olmadığını konuşarak ayrılırlar ama konuşma bir sonuca bağlanmamıştır. Arif dayı hanımefendiye sırılsıklam aşık olduğunu anlar ve her gün aynı yere gidip hanımefendiyi beklemeye başlar. 3 4 gün sonra hanımefendi teşrif eder ve tekrardan sohbet etme şansı bulurlar. Sohbet koyulaştıkça, samimiyet başladıkça artık bir arkadaşlığa dönmeye ve görüşmelerin sıklaşmasına sebep olur.

Birlikte gezmeler, birlikte yemek yemeler ve birlikte eğlenmeler başlar.

Zaman geçirdikçe Arif dayı ne kadar doğru bir aşk yaşadığını derinlerde hisseder ve gözlerinin içi, mutluluk parıltıları saçar.

Hanımefendi de artık Arif dayıyı hayatının güzel yerlerine koymaya başladığını, iyi ki onun gelip adım atarak onun hayatına girdiğini hareketleri ve sözleriyle belirtmeye başlar.

Sahilde yürürken pamuk şekerciden şeker alıp mutluluklarına mutluluk katarlar.

Arif dayı; daha gözü açılmamış ama kadın ruhundan anlayan, nasıl davranması gerektiğini, hislerini karşı tarafa hissettirebilen ve kalbe dokunmada işin ehli biri.



devamı gelecek...