huzurevlerinin kapıları pek çalmaz demişti açelya

esasen ben de cürmü örtmekte fazlaca cesur değilim

kalbimle kabrimi kutuplaştırabilirim

kuşkusuz, mevam özrümden bilse doğrulur belim

sinemi sineye çekiyor tek elim

eylemden bahsediyorum açelya

şayet ceremesinde debelenirsem

kaç kez aynı masaya otururum yargımla

ya sen keşkenin ırmağı

yoluna varmadan bir akşamüstü

boğar mısın aklımı haşin hıncınla


dikiş nakış benim de ilgimi çeker açelya

bununla birlikte tedbir elimdedir

ciğerim cihan dolusu, dibe batmaz tekmil

yüzyıllardır sulha tabi bir canidir açlığım

ben ise iki gözümün feriyim

yedi günahın mensubu koynumda durur

eşeler içim maksat ve meftunu

nice devrik cümlelerin sonuna nokta konur

yedi düveli çevreleyen çölde hatta develer yolunu bulur

kapının iç yüzü sana doğrulur

kavmin dahi seni bilfiil unutur

arzuysa yalnızca bir soytarının defnini tahtına eder

peşine doğurur devrim çırpınışlarında aciz proleter

bundan olsa gerek genç yaşımda devinim

dehşet idrakın misyonudur bilirim

açelya ahlak tartısının revizyonudur ilmin

buna karşın

nahif mizacımı evhamım dürer

bakarsın,

kaderimin ağlarını bir alzheimer örer