Seri katil, Üsküdarlı sapık bir çocuk çayı demli içiyor
Öldürdüğü içindeki çocukluğu değil üstelik
Seri katiller sapıktır demiyorum
Her neyse, ne dediğini demeyen yazardanım
İstanbul istasyonunda mekik dokuyor iki İspanyol kurdu
Ve Avrupalı balıklar avlıyorum
Varsayalım Versay'ı ben imzalamadım,
O zaman metroların havamı kaçırdığını itiraf edebilirim
Şimdi çıkıyorum fanuslardan birkaç Arap'ı sandaletleriyle birlikte darp etmeden
Ve özgürüm
Ve giyinmişim gönlümden koptuğunca; şarkıları çekmecelerime
Sığ avukatlar vadediyorum bedenime
De...
Saklanamıyor yine ne Silistre ne Plevne
Uygar toplumlarda vadediyorum Subaltern'i
Ve bölük pörçük atfediyorum kendime
Makedon çalgıcıların sazlarıyla çay ısmarladığı evlerde huzurla sabahlıyordum
Şimdi bira bile içemiyorum
Kapalı alanlarda
Bir paket sigara bulduğumda bu Pirus zaferini kutlayacağım;
Senden miras kalan
Kırmızı on iki okeyse fark etmemişim gibi
Ben bazen Yeşilyurt'ta yaşıyorum
Fark etmemişim renklerini sakladığım kutsal atfedilen zincirleri
Çoğu kez dışına taştığım oluyor da,
Soğuk havalarda yerimde duramıyorum
Akşama kadar uyuduysam