öyle çok sevme beni
üşümez kanatları kelebeklerin
aleve uçarken umarsız
yayılır kül rengi pespayelikler
muttasıl sıcaklığında güneşin
öyle çok sevme beni
tüm meçhul geleceklerin verandasında
bir giz mi hüzün?
öyle çok sevme beni
bir soğuk savaş hikayesidir yüzün
bileklerinden kokla kadavraları
çağlayanlar varsın alnını öpsün
duman küssün griye,rengini kaptırdığı gölgede
giy sana hiç yakışmayan paçavraları
ben beğenirim yine de..
yine de çok sevme beni…
mesela ülkemi sev
bir seher vakti
sönmüş bir yıldız gibi
gençliğimi terk eden ülkemi
yahut sev gelincikleri
akasyaları
ak/asyaları
öyle çok sevme beni
tarihi sev
sev coğrafyayı
inorganik kimyayi
cebirden seçme konuları
öyle çok sevme beni
bir de bize yâr olmayan dünyayı..
Dağları sev mesela
Palandökeni
Himalayaları,
Nanga Parbatı
kutupları sev
Antarktika’yı
öyle çok sevme beni
sev güzel günlerin gelme ihtimalini
naif karanfiller ihtilalini
mahpusta saklanan menekşeyi kokla
gardiyanlar bilmesin
sırrımızın evrenselliğini
sistemin çiçekleri hor gördüğü gibi
kucakla dehlizlere gömülmüş direnişleri
öyle çok sevme beni
yoldaşın olmuşken hüzün
öyle çok sevme beni
bir soğuk savaş öyküsüdür yüzün
en çok kimi sevmeyi
sen zaten biliyorsun…
farzımuhal