Zifiri karanlık bir gecede
kızıla döndü yine ahengi sönük bakışlarım.
Bir adım daha yitirilmiş duygularımın gölgesine takılıyor gözyaşlarım.
Sessizliğin esaretinde,
Azrail’in çığlıklarıyla yıkanan ruhumun gökkuşağı,
can çekişir yalnızlığımda.
Oysa siyah beyazdır benim rengim; bilinmez.
Şehrin tüm kaldırımlarına sinmiş kederler
ve yalnızlığım var yanı başımda.
Gözlerimdeyse susmak zorunda bırakılmanın acısı...
Düşüncelerdeki derinliklerim bile artık tükenmişken,
bir başınalık acıtmıyor bedenimi sanki eskisi kadar.
Evet, şimdi hayatta hedeflerim var
ama ne desem de,
ben uzağım artık ruhumdan.
Gözlerim çoktan siyahımsı perdelere bürünmüş,
geçer mi bu gölgeler üstümden?
Bilmem!
Ve ruhumun çapraz koşularında sıkıntılı bir sessizlikle kaybolmuş bir sen;
kaybedilmiş kazanımlarının yorgun ağrısında,
yalnızlığın yanı başında.
Bazen korkmaktır yalnızlık,
bazen de esir olmak;
kimi zamansa çaresizce ışığın seni görebilme ihtimalini beklemektir.
Öyle işte...
• Esma Canyurt