Susamış bir ceylan misali koşuyorum gönül ırmağına. Annemin sarılmadığı kadar sarıl, babamın okşamadığı kadar okşa inadına uzattığım sırma saçlarımı. Depremde hasar almış onarılmaz binalardaki çatlaklar misali onaramadığım iç dünyamda gezin biçare. Yıkılan molozların arasındaki çocukluğum ile konuş saatlerce. Yıkılmış benliğimi inşa etmeme yardım et ne olursun. Kırılmış heveslerimi yapıştıralım beraber. Ellerin üşüyen ellerime ateş, dudakların kuruyan dudaklarıma soğuk su gibi değsin ansızın. Öyle sev ki beni mühürlensin birbirimize ruhlarımız. Ve ben senin sokaklarında koşayım bir çocuk neşesiyle.