öylece dursam kapında
tek bir hece dökülmese dilimden
kıpırdamasa dilim dudağım
gözyaşlarım anlatsa
sessizliğime sakladığım kelimeleri
ve işitsen…
karıncaların ayak sesini dahi işitensin sen.
öylece dursam kapında
boynumu bir sana büksem
sen silsen gözümün yaşını
başka hiçbir yere gitmeden
bir sana döksem içimi
bana şah damarımdan yakınken sen
aramıza neler girdiğini konuşsak
kimse bilmese
sen bilsen
gafletin içimi ne çok yaktığını
içimde yanan sevgiyi
kalbime bakıp görsen
beni benden iyi bilensin sen.
öylece dursam kapında
affını, merhametini, sevgini
esirgemesen benden
öylece duruyorum kapında
bir kez
bir kez olsun
“kulum” desen
yeter...