Şu birkaç gündür darmadağınım. Düşüncelerimle dolu beynimi kontrol edebilme gereksinimi duyuyorum. Keşke hükmedebilsem beynimdeki düşüncelere... Kesip atasım geliyor çoğu zaman kafamı. İstemsiz oluşan bu lanet düşüncelerin içinde boğuluyorum. Nasıl toparlanacağım hakkında hiçbir fikrim yok. Öylesine yazmak istiyorum sadece. Aslında ben, uzun uzun içimdekileri aktarmayı çok severim. Ama paylaşacak kimsem yok. Belki de uzun uzun yazıp karşımdaki insanı yormaktan korkuyorumdur ya da ciddiye alınmayacağımı bildiğimden paylaşamıyorumdur. Tam olarak konduramıyorum.

Sen de böyle oluyor musun?

Uzun zamandır böyle değildim, şu iki gün beni çok yordu.

Niye böyleyim ki?

Olmamış şeyleri kafamda kuruyorum. Senaryo üstüne senaryo... Bazı insanlar çok tuhaf. Olduğum gibi davranmamı istiyorlar. Duygusallığın kötü bir şey olmadığını söylüyorlar ama beni duygusuzluğa itiyorlar. Sanırım onları kaybetmekten korktuğum için duygusuzmuş gibi davranıyorum.

Alışır mıyım sence?

Ya bu yolun sonunda tamamen duygusuz bir insan olursam diye endişe etmiyor da değilim...

İyi hissetmediğim zamanlar kendi kendime üstesinden gelebilmeyi öğrenmem gerek, kimseye bel bağlamadan... Oysaki ne çok isterdim karşımdaki insanla paylaşmayı... Paylaşmayacağım.

Niye onu kaybetmekten korkuyorum ki?

Kaybetsem ne olur sanki, dünyanın sonu mu gelecek? Ona bağlanmamak için çırpınıyorum içimde.

En çok kendimi sevmem gerek, kendime değer vermem gerek en çok. Beni değerli yapan ben olmalıyım sadece. Yavaş yavaş halledeceğim. Halledersem yazarım.