Destiny, Doğumu Öldürmek isimli kitabını sessizce masaya bıraktı. Isısı çalınmış kahvesini bir yudumda bitirdi ve en sevdiği uygulamaya girdi. Yarım saat önce yeni bir bildirim geldiğini duyduğundan bu yana uygulamaya geç girmeyi, bildirimi kenara çekip sonra bakmayı düşünüyordu. Çünkü bugünlerde çok az bildirim geliyordu. Yine de heyecanına yenik düşüp uygulamaya girdi. Büyük harflerle yazılmış yazıyı tek tek okudu: "SARA GARDEN-ÖLÜM TARİHİ: 11.10.2029 ÖLÜM SEBEBİ: İPLE İNTİHAR. İlkokul öğretmeni Sara Garden kesinlikle ölmüştü, boğazını kıran ipi düşündü. Sonrasında, belki biraz karşı koymuştur ve daha çok acı çekmiştir, diye düşündü. Herkesin renkli hayatlarını gösteren uygulamaları sevmezdi. Kin uygulaması en sevdiğiydi. Tüm insanlar orada kayıtlıydı. Doğmuş veya ölmüş. Listeden istediğiniz kişiyi bulup bildir butonuna tıklıyordunuz. Sonrasında ölen kişi ve nasıl öldüğü listenize geliyordu. Uygulamayı kullanan kimse sevdiği insan için bildirim simgesine tıklamıyordu. Çünkü ölen kişiye gelen bedduayla dolu yorumlar sizi, sevdiğiniz kişiyi kaybetmekten daha çok yoruyordu.
Açık kalmış TV'nin sesi odada sessizce dolaşıyordu. "Sevgili izleyenler bugünün özel haberini sizlere sunmaktan keyif alıyoruz. Kin uygulamasının kurucusu kendini evinde asarak intihar etti. Son paylaştığı yazıda olasılık teorilerinin tamamından daha üst seviye yeni bir yapay zeka üzerinde çalıştığını yazmıştı. Hükümet tarafından ülkeye girişi yasak olan ünlü bilim adamı..." TV'yi kapatıp kendisine yeni bir kahve koydu. Uygulamanın geleceğini merak ederken uygulamanın bildirim sesini duydu. Uygulamaya tıkladığında, ekranın üst tarafından kelimeler dökülmeye başladı. "Herkes sonunu bildiği bir hikayeyi kendine göre değiştirmek ister. Eğer öykünün yazarı değilseniz fikirlerinizi kendinize saklayın." Bu cümlelerin belki de intiharına yönelik bir açıklama olduğunu düşünürken buldu kendini. Sonra sayfa karardı, önce bir yığın çığlık geldi ve ardından siyah arka plan sanki kanıyormuş gibi yavaş yavaş kırmızıya dönüşmeye başladı. "Uygulamayı, bir üst sürüm olan Oyunun Sonu'na güncellemek ister misiniz?" yazısı geldiğinde bir an duraklayıp sonra onay tuşuna bastı. "Aşağıdaki seçeneklerden sadece birini seçebilirsiniz. Lütfen iyi düşünün." Sonra seçenekler belirdi. Sadece iki seçenek. Ölüm tarihini öğren veya ölüm nedenini öğren. Hem korkmuş, hem gülmüştü. Fena değil diye düşündü ve ölüm nedenini tıkladı. Sonra uygulama yüzünün taranmasını istedi. Ve kendisine dair birkaç bilgi ve konum. Bunları kısa sürede halletmek için Kin uygulamasının bilgilerini kullandı. Sonrasında ölüm nedeni siyah harflerle ortaya çıktı. "Ölüm Nedeni: Yanmak" sonra hafifçe gülüp "Ölmek için daha güzel yollar vardır eminim." dedi ve gidip yatağına uzandı.
İlk başlarda kimse pek önemsemedi. Uygulamada çıkan ölümler tek tek ortaya çıkıyordu. Bir adam ölüm nedeninde aslan tarafından parçalanmak yazısını gördüğünde arkadaşlarına, "İyi, hayvanat bahçelerini sevmem ve Afrika'ya gitmek gibi bir düşüncem de yok zaten." diyerek güldükten kısa süre sonra evinde bir aslan tarafından parçalanmıştı. Yan evdeki komşusunun bir hayvan kaçakçısı olduğunu tabii ki de tahmin edemezdi. Sonrasında ölüm nedeni trafik kazası olanlar araba kullanmamaya başladı. Hükümet, insanlara; "Yazanların hepsini zaten her gün TV'de görüyorsunuz. Buna rağmen kaçmak istediğiniz şey sadece gerçekler." şeklinde açıklama yaptı. Ama halk yine de bunu duymazdan geldi. Hükümeti araçları bırakmaya davet etti. Ve kısa sürede halk ve hükümet arasında ufak çaplı çatışmalar başladı.
Tüm bunların ortasında, Destiny evinde battaniyelerin altında ısınmaya çalışıyordu. Doğal gazını iptal edip yemeklerini dışarıdan söyleyerek yaşamak onu neredeyse intihara sürüklüyordu. Yanarak ölmek istemiyordu ama böyle yaşamak da daha kötüydü. Keşke ölüm tarihini de öğrenseydi en azından bu kadar korkmasına gerek kalmazdı. Sanki bunu hissetmiş gibi uzun zamandır girmediği uygulamadan bildirim sesi geldi. "Tebrikler. İkinci seçeneği de açmak için hak kazanan tek kişisiniz. Tek yapmanız gereken birini öldürmek. Hakkınız için bir gününüz var." Açık ağzıyla telefonuna uzun uzun baktı. "Ne kadar basit bir şeymiş gibi söylüyor." dedi. Uzun süre düşündü. İşsiz bir felsefeciyi kıskandıracak kadar çok düşündü. Ve sonra kararını verdi.
Buraya hiç gelmediğini düşündü. Semtin bu tarafı hep sakindi. Karanlıkta yürürken planını düşündü. "Planlar sadece ayağıma dolanır. Plana uymayan şeyler beni endişeye sokar. O halde plan yok, plan bu." Yürümeye devam etti. Birkaç kişi gördü ama ışıkları olmayan bir yer lazımdı. Sonra bir konuşma duydu. "Lütfen çabuk gel. Lütfen beni yalnız bırakma." diye bağıran bir kadının sesiydi. Erkek arkadaşı veya kocası olduğunu düşündüğü adam ise: "Bunun seninle ilgisi yok tamam mı? Acilen hastaneye gitmem gerek. Annemi o halde yalnız bırakamam. Hadi sen de benimle gel bunu yapabilirsin." diyordu. "Yapamam anlamıyor musun arabaya binemem. Hastaneye kadar da yürüyemem. Lütfen anla beni!" Artık ağlamaya başlamıştı ama adam oralı değildi, koşarak taksi durağına doğru uzaklaştı. Destiny için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. Kadın hâlâ orada yalnız başına ağlarken yanına yaklaştı. Bıçağı kalbine sapladığında sıcak kan parmaklarından akmaya başladı. Kadının fotoğrafını orada uygulamaya yükledi. Çok az bir zamanı kalmıştı. Uygulamadan bildirim geldiğinde hâlâ oradan ayrılmamış olduğunu fark etti. Daha bir adım atamamışken adamın geri döndüğünü fark etti. Diz çöküp ağlamaya başladı, adam onu yumruklarken çevresinde yeni fark ettiği insanlar onu yere yatırırken ve polisler onu arabaya bindirirken ağlamaya devam etti.
Kurşun geçirmez camın ardında bulunan Destiny hapishane telefonunu kaldırdı. Gelen avukatıydı. "Onlara kadının ölüm tarihini bildiğini, bu yüzden aslında o gün zaten ölü olduğunu söyledim. Tek şansım buydu ama işe yaramadı. Zaten işe yaramasını da düşünmemiştim. Bir avukat olabilirim ama özümde bir insanım. Bir katili öyle kolay savunamazdım umarım bana hak verirsin. Sana bir kötü haberim daha var. Mahkeme idamına karar verdi. Yasadan haberin var mı bilmiyorum ama idam mahkumlarına uygulanan Toprak Ahlaklılar İçindir kanunu gereğince yakılacaksın. Ve idam tarihin de..."
"11.10.2035, yani bugün." dedi Destiny. İsmi artık ona daha komik geliyordu.
"Nereden biliyorsun?"
"Çünkü oyunun sonu böyle bitiyor."
ömer
2022-08-24T22:57:34+03:00Çok teşekkür ederim yazmaya teşvik eden yorumunuz için :)
Çile Aydaş
2022-08-22T23:42:32+03:00Tebrikler, yüreğinize sağlık. Konu seçiminin ve beklenmeyen olayların orijinalliğini çok sevdim. Herkesin herkesleştiği dünyada farklı olanı yakalamak çok anlamlı .
ömer
2021-10-17T19:33:19+03:00Çok teşekkürler :)
Üstad Peşinhükümlü
2021-10-17T17:58:52+03:00Bravo 👏👏👏👏 Black Mirror tadında bir hikaye olmuş. Çok beğendim çok başarılı ve sıradışı. Merakla okudum. Devamını bekleriz.