Bu hayatın içinde bir yaprak gibi savruluyorum oradan oraya, bir bal arısı gibi öz arıyorum kendime; onun gibi ol, bunun gibi davran, şunun gibi düşün. Bir boşluğun içinde iyice derine iniyorum ve arıyorum benim özüm nerede ve ne? Kendimden kaçıyorum her an her saniye sanki bilerek bulmak istemiyorum. Aklımdan şu dizeler geçiyor " Bir şeyden kaçıyorum, bir şeyden, kendimi bulamıyorum, dönüp kendime yerleşemiyorum, kendime bir yer edinemiyorum, 'kendime bir yer'..." işte bu dizelerde kayboluyorum hep olduğu gibi yine kayboluyorum. Yaramaz ve deli dolu bir çocuktan nasıl böylesine ciddi ve sakin birisi ortaya çıktı diye soruyorum kendime? Kafamın içindeki aynalardan her bir kendiliğimi seyrediyorum; değiştikçe yok olmuşum sanki her parçam günden güne erimiş. İnsanlar yargılarıyla her bir beni silmişler ve yok oluşuma ilerlemişim. Aynalarıma bakmaya korkmuş ve kaçmışım. Öyle yoruldum ki kaçmaktan mutsuzluğu bir iplik gibi çekiyorum kendime özümsüzlükle oynuyorum, yaşıyorum ya da sadece yaşıyor gibi görünüyorum.