Yönetmenliğini Ettore Scola’nın yaptığı Özel Bir gün (Una Giornata Particolare), filme de adını veren özel bir günde yolları kesişen Antonietta (Sophia Loren) ve Gabriele’yi (Marcello Mastroianni) aynı çatı altında buluşturuyor.


Özel Bir Gün filmi, barış antlaşması imzalamak için İtalya’ya gelen Hitler’in geçit töreni için Roma sokaklarına dökülen binlerce insanın dışında törene katılmayıp evde kalan Antonietta ve Gabriele’ye odaklanıyor.


İlk sekansta sabahın erken saatlerinde altı çocuğunu ve eşini sırasıyla uyandıran, onları giydiren, kahvaltı hazırlayan Antonietta’yı görürüz. Geçit törenine hazırlanan aile bireylerinin ihtiyaçlarını gideren Antonietta, onlar gittikten sonra onu bekleyen ev işleriyle beraber bir başına kalır.


Aynı sitede yaşayan Gabriele de herkesin aksine törene katılmayıp evde kalmayı tercih etmiştir. Aynı sitede yaşamalarına rağmen daha önce hiç karşılaşmamış olan bu iki insan, kafesinden özgürleşmek için kaçan bir kuşun vesilesiyle tanışırlar.

Antonietta, yardım istediği Gabriele’e en başta mesafeli ve çekingen davranır. Yaşamı boyunca ona biçilen rollerin dışına çıkmadığını bu pasif davranışlarından anlarız. Kadınlığını, insani edimlerini baskılamış bir sistemin içinde insanlarla iletişimden, etkileşimden uzak yapısı kendini sadece eşine ve çocuklarına endekslemiş olması faşizmin insan hayatını ne denli etkilediğini gösterir vaziyette.


Onun aksine Gabriele, ona atfedilen kimliğin dışına çıktığı ve cinsel yöneliminden dolayı çalıştığı kurum ve toplum tarafından dışlanmış birisidir. Bir erkeğe göre “fazla” naif olan davranışları, hayatını en doğal ve özgün bir şekilde kimsenin baskısı ve tahakkümü altında kalmadan yaşaması onu diğerlerinden farklı kıldığı gibi sistemin dışına itmiştir. Antifaşist olduğu için eleştirilen, kadınlarında deha olabileceğini düşünmesinden ötürü tuhaf bulunan Gabriele, kendinin dışına çıkmadığı için bir o kadar özgür ve bir o kadar da bastırılmış bir karakterdir. Onun bu özellikleri, Antonietta’nın ondan etkilenmesine ve içinde uzun zamandır uyumakta olup kafesinden çıkmayı bekleyen bir kuş gibi kanatlanmaya başlayan duyguları beraberinde getirir.


Birlikte geçirdikleri o gün hem dünya için hem Antonietta ve Gabriele için bir değişim ve dönüşüm başlatmıştır. Tek bir güne yayılan ve birçok duyguyu beraberinde getiren birbirinden uzak bu iki insanı aynı çatı altında kalplerini birbirine açtıkları ölçüde birleştiren bu hikâye; gün biterken ve ışıklar kapanırken, kafesinden kaçan kuşun ertesi sabah kafesinde uyanacağı günün başlamasından hemen önce son buluyor.